Monday, July 1, 2024

Dig Your Own Hole (Chemical Brothers)

dig your own hole (chemical brothers)))

gömelim savaşları, adaletsizliği,
kılıç darbelerini, envai türlü silahları
gömelim yokedici kibirimizi,
gözlerimizin gökyüzünü karalayan uçakları gömelim tarihe,
gömelim ilerleme ilizyonunu,
gömelim kendimizi merkezde görme ihtirasını,
gömelim kalpsizliğimizi, duyarsız hallerimizi,
talan ve istila halimizi..
gömelim hayat muhasebesini tutturamayan
yüksek maliyetli tüketimimizi..
gömelim açlığı, sefaleti
bolluktan tetanoz olmuş toplumları..
gömelim savaşa hayır, barış diyemeyen dillerimizi,
gömelim düşmanlıkları, açgözlülüğü, nefreti, öfkeyi, şehveti,
krallığı da, uşaklığı da gömelim..
put gibi tapılan gücü, put gibi tapılan parayı,
put gibi tapılan bir Tanrıyı..
gömelim dizginsiz arzularımızı,
gömelim kardeşimize duyduğumuz sorumluluk
özgürlüğümüzden önce gelmiyorsa,
gömelim böyle bir özgürlüğü de,
gömelim piyasa tarafından eşitlenmeyi,
aynılaştırılmayı,
gömelim yabancılaşmayı, parçalanmış hayatlarımızı,
bile bile ladesi, bile bile atlantisi,
gömelim makul değilse iyimserlik,
megapolleri -karadelikleri- de gömelim tarihe, borsaları,
gökdelenleri (yeni babil kulelerini), mezbahaları,
ayakkabı dolabına sığmayan ayakkabılarımızı..
ayıplarımızı da gömelim ama bence
bunu utanarak yapalım..
devletleri de gömebilsek ne güzel olur..

kazalım bir çukur bir fidan için,
değerini iyice anlayabilmek için
gözyaşlarımızla sulayalım onu,
acı çeken canlılar için, ağlayan çocuklar için,
her biri farklı bir hayat yorumu olan yokolan türler için
kazalım başka bir dünya için,
birer arkeolog, antropolog, birer tarihçi olalım,
kazalım insanboyunda mutluluklara varana dek..
kazalım çocukluğumuza doğru
doğru anıları
o masumiyeti açığa çıkaralım
ve şiirlerimize, şarkılarımıza yeni bir gözle bakalım..
bu dünyaya eski dünya deyip, ona kocaman bir mezar kazalım..
bu merhametten yoksun cilalı dünyaya fatiha okuyalım,
ruhunu, kimbilir kokusunu bile
yitirme tehdidi altında olan
darmaduman insana değil de..

sevgiler..

ke 

Bilinç Zıplaması // ke



bilinç zıplaması…
yazmakara, yaz makara, yazma kara, yazmak ara, ara ara aramalı mı, mor dağlarda turuncu tavşanlar zıplatsam, ya devrim böyle başlarsa, turuncu tavşanlar zıpladı, militanlar zıpladı, gerillalar zıpladı, aktivistler zıpladı, dedeler ve çocuklar, nineler ve çiçekler en önce zıpladı, nasıl anlatsam, düz değildi, ters de; anti zıpladı, eskiden kıpkızıldı da, artık hafiften kızıldı sanki, turuncu da değildi ya, su rengi tavşanlar mıydı, sular zıpladı, sulardan karaya zıpladı, zenci bir çocuk bulutlara zıpladı, yağmur muydu zıplayan, o kış zıplayan bir kar mı yağmıştı ve buna kimse inanmamışmıydı, yoksa bu olmamışmıydı da herkes buna mı inanmıştı, bir karıncanın düşünde bütün filler aynı anda zıpladı, çekirge bir, iki, iki, bir, bir, iki, böyle sonsuz zıpladı, yek dedi, dü dedi ta farsa zıpladı, kravatlı bir tanesi (takmamıştı onu, giymişti, yine de sıkıyordu boğazını) ordan marsa zıpladı, bir kalp başka bir kalbe, Van Gogh desen aya zıpladı, sarı, sarı sarı zıpladı, sarı tavşanlardan mı yayılmıştı bu, 300 yıl önceki bir kadırga yanıma zıpladı, içindeki şişe denize zıpladı, şişedeki yazı yarına zıpladı,,,
tarihsiz bir tarihte (bingo! bildiniz; zamansız bir zamandı) bir yerlerde de okudum; ‘tavşanlardı evet tavşanlardı, üçgen rengi tavşanlar’,
bugünlerden bir dünde iki evet bir hayır kavuklar zıpladı,
şimdisiz bir şimdide kendini idam eden bir meczup son arzusunda tavşan gibi zıpladı,
son cümlede gelecek kendine zıpladı,,,
eflatun tavşanlar dedi bazıları, bir tanesi tek ayak üzerinde iyi zıpladı, mesafe dile geldi; dünyaydı tavşandan zıplayan, tavşandı dünyadan zıplayan,,, hepten hiçe zıpladı, aynaya doğru zıpladı, aynaya bir sihir zıpladı, akiste hiçten hepe zıpladı, bakmayın ben eflatun görüyorum da onu diyorum, gördüğümü söylüyorum, onlar limon mavisi gözlü keçi yeşili tavşanlar der… bir tanesi amuda kalkıp zıpladı, ide dedi, en yalancı gerçek, en gerçekçi yalandır, izafiyet dediğin mutlak bir kraldır, tavşan dediğin de okyanusa susayandır,,, uzun ve hoş, birbuçuk santim loş bir sessizlik zıpladı,,,
boz tavşanlar, yap-boz tavşanlar başlatmıştı bunu, yıldızlar bile zıpladı, biranın yanındaki leblebiler, mezartaşları bile, anayasalar, fare kapanı bile, sütyen fırfırları ve akasya dikeni bile, ama bir çocuktan aldım müjdeyi, tüm yarımlar zıpladı, tüm çeyrekler hatta, zikzaklar ve yamuklar bile,,, düşler ve düşüşler bile,,, yüreğim bile zıpladı, aklım zıpladı bile,,,
(yazmakara sen de zıpla…)
(mazka raya!-om-amin-om- s.o.s; do es, la es, mi es, öyle bir zıpladı ki gören uçtu sanırdı…)

ke 

Jacques Derrida

O zamana kadar varolmamış ve bir gün orada ne olacağına uygun bir yerin kurulması: orası.

Bu tuzaktan kurtulmak için mümkün olan veya kabul edilebilir her şeyi yaparım.

Kim sadece bir kez doğduğumuzu söylüyor?

Yazmak ya da adına ''yazmak'' denen şey, hayatını kaybetme ya da doğadan vazgeçme cesaretini göstermekle zihne erişmenin mümkün olduğunu varsayar.

Jacques Derrida 

Şiir Nedir // Jacques Derrida

Şiirin doğasında alıntı yoktur, başlığı yoktur, rolü yoktur, seni aşar, sen onu, o seni beklemediğiniz zaman gerçekleşir, soluğunu keser, soluk alışını sekteye uğratır, söylemi olan şiiri, hele de edebi olanı sekteye uğratır. Bu soy ağacının artık küllerinde bile. Bir anka kuşu değil, kartal da değil; çok alçak, çok küçük ve sessiz, yere yakın bir kirpi... Ne yüce, ne de bedensiz, bir müddet için belki meleksidir.

Kazasız - belasız hiçbir şiir yoktur, yara gibi açılmayan bir şiir olamaz, aynı zamanda yaralamayan şiir de yoktur.
Bu "yürek şeytanı" asla toparlanmaz, daha çok yanılır, kaybolur, yanlış yönlere sapar, (hezeyan ya da mani), kendini iyi bir şansa bırakır, ama öncelikle üzerine gelen her ne ise dağıtsın, parçalara ayırsın diye kendini ona bırakır.
Şiir Nedir, Jacques Derrida

Canlar // Rahmi Emeç

"İnsan, yaşamın farklı evrelerinde, hele ki "keskin yol ayrımlarında" kendini ne kadar "azalmış" hissederse hissetsin, kemire kemire dünyayı kendi çöplüğüne çevirenlere karşı, geçmişin o direngen 'hikâyelerinden" kazandığı deneyimlerle, daha arkadaş, daha yoldaş canları hayatına katacaktır... "

Rahmi Emeç

Sylvia Plath

Tanrım, her şey bu kadar mı, bir kahkaha ve gözyaşı koridoru boyunca seksek oynayıp durmak mı?

Sylvia Plath 

İnsanlar // Matt Haig

Dünya'da yeni teknoloji beş sene içinde gülüp geçeceğin bir şeydir yalnızca. Beş sene içinde gülüp geçmeyeceğin şeylere değer ver. Aşk gibi. Ya da iyi bir şiir gibi. Ya da bir şarkı. Ya da gökyüzü.

Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter.
İnsanlar şiddet ve hırsla şekillenmiş, kibirli bir türdür. Yaşadıkları gezegeni, şu an için erişimleri olan yegâne gezegeni yıkımın eşiğine getirdiler. Ayrımlarla, sınıflandırmalarla dolu bir dünya yarattılar ama kendi aralarındaki benzerlikleri görmeyi beceremediler...
Evet, çok fazla soru var. Ve çok fazla kitap. Çok çok fazla. İnsanlar tam da kendilerine yakışacak şekilde asla okuyamayacakları kadar çok kitap yazmışlar.
Bilmeyenler için söyleyeyim, insan dediğimiz şey orta zekâlı ve iki ayaklı bir yaşam formu; evrenin çok ıssız bir köşesinde yer alan küçük ve sulu bir gezegende, büyük ölçüde yanılsamalarla dolu bir varoluş sürdürüyor.
İnsan olmak insanı delirtiyordu.
Gelecek denen o sinsi, maskeli, dokunulmaz devin karşısında ben de herkes kadar savunmasızdım.
Benimle kal, gitme. Yapayalnız yaşayamam.
İnsanlar, Matt Haig

Çağdaş Siyaset Felsefesine Giriş // Will Kymlicka

Faydayı hazcı bakış açısıyla değerlendirmek yanlıştır. Çünkü hayatta yapmaya ve sahip olmaya değer şeylerin hepsi de mutluluk gibi tek bir zihinsel duruma indirgenemez.
En iyi yanıyla faydacılık önyargı ve batıl itikatlara karşı güçlü bir silahtır; ahlak adına üzerimizde otorite kurmaya çalışanlara meydan okuyan bir ölçüt ve akıl yürütme sunar.

Çağdaş Siyaset Felsefesine Giriş // Will Kymlicka 

Düşünceler // Blaise Pascal

Kavrayış gücümüzün farkında olalım. Bir şeyiz ama her şey değiliz.

Kendini tanımak gerekir. Bunun gerçeği bulmakta yardı­mı dokunmazsa, hiç değilse hayatı düzene koymaya yarar.
Bundan daha iyi bir şey de olamaz.

Düşünceler // Blaise Pascal

Dig Your Own Hole (Chemical Brothers)

dig your own hole (chemical brothers))) gömelim savaşları, adaletsizliği, kılıç darbelerini, envai türlü silahları gömelim yokedici kibirimi...