Tuesday, June 25, 2024

Zamanın Kokusu // Byung-Chul Han

"İyi zamana, 'faydasız' şeylerden kurtulmuş bir ruh erişebilir ancak. Ruhu arzulamaktan kurtaran boşluk zamanı derinleştirir. Bu derinlik her ânı Varlığın bütünüyle, onun kokulu ebediliğiyle birleştirir."

"Hayat ritmini tamamen kaybettiğinde, zamanda arızalar baş gösterir."
"Zaman, sürem kazandığında, bir anlatı gerilimi veya bir derinlik gerilimi elde ettiğinde, derinlik ve enginlik, yani bir uzam kazandığında bir koku yaymaya başlar. Zaman bütün derin yapısından veya anlamından koparıldığında, atomlaştığında, düzleştiğinde, cılızlaştığında veya kısaldığında kokusunu kaybeder."
"Zamanın öznesi artık düzen veren bir Tanrı değil kendini geleceğe yönelerek tasarlayan insandır."
Zamanın Kokusu, Byung-Chul Han

Şiire Çekiliyorum // Köksal Erdenoğlu

şiire çekiliyorum
şiir kurtar bizi yalnızlıktan,
anlamsızlıktan,
ölümden
kurtar bizi kendi vahşetimizden,
erkek olmaktan, kadın olmaktan kurtar bizi,
yaşlanmaktan, çocuk olmaktan, çocuk olamamaktan,
unutkanlıktan, mevsimleri unutmaktan mesela
iyileşmeyi engelleyen
karabüyülerden, dipsiz kuyulardan
unutamamaktan
kurtar aşkı zorbalıktan
şimdiyi kederden,
geleceği umutsuzluktan,
boğulan birini kurtarır gibi
arkadan yanaşarak
kurtar dünyayı,
kurtar insanı,
insandan...

köksal erdenoğlu 

Edebiyat / Felsefe // ke

kelimeleri bir mercek gibi kullanmaya edebiyat sis gibi kullanmaya felsefe denir..

ke

Olan Biteni Kaçırma Keyfi // Svend Brinkmann

Yalnız yaptıklarımız değil, kaçındıklarımız da bizi biçimlendirir.

Frankfurt için bir şeye değer vermek, onu arzulamaktan veya şehvetle istemekten farklı bir şeydir. Bir şeyi bir an canınız çekip sonra hemen unutabilirsiniz. Fakat bir şeye bir an için değer veremezsiniz. Değer vermek, zamanla olan, hayatınızı yaşama biçiminizin ve kimliğinizin parçası haline gelen bir başka deyişle, bir nevi temiz kalpliliğe ulaştığınızda olan bir şeydir.
Olan Biteni Kaçırma Keyfi
Svend Brinkmann

Monday, June 24, 2024

Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk // Maia Szalavitz

Bizler anı oluştururuz ama anılar da bizi oluşturur.

Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk, Maia Szalavitz 

Gelecekteki İlkel // John Zerzan

Gelecekteki İlkel, John Zerzan

Bildiğimiz şekliyle insan kültürü sona yaklaşmıştır.
Dünyanın en ilkel insanları sadece birkaç şeye sahiptir, ama yoksul değildir. Yoksulluk ne malın mülkün az oluşu, ne de sadece amaçlarla araçlar arasındaki bir ilişkidir; yoksulluk her şeyden önce insanlar arasındaki bir ilişki biçimidir. Toplumsal bir statüdür. Ve bu haliyle de uygarlığın bir icadıdır.
Avcı-toplayıcılar arasındaki şiddet konusunda ise, Lee şu tespitte bulunmuştur; "Kunglar kavgadan nefret eder ve kavga eden herhangi bir insanın aptal olduğunu düşünür­ler." Duffy'nin değerlendirmesine göre, "Mbutiler, iki in­san arasındaki her türlü şiddet biçimini büyük bir tiksinti ve nefretle karşılarlar ve bu şiddeti asla danslarında ve oyunla­rında temsil etmezler." Bodley ise, cinayet ve intiharın, dış etkilere maruz kalmayan toplayıcı-avcılar arasında "son de­rece seyrek" olduğu sonucuna varmıştır. Amerikan yerlileri­nin "savaşçı" doğası, Avrupalıların işgalci emellerini meşru kılmak amacıyla çoğunlukla uydurulmuştur; yağmacı uy­garlıkla karşılaştıktan sonra şiddet uygulamaya başlayan Komançi yerlileri, Avrupalıların istilasından önce, yüzyıllar boyu şiddet içermeyen bir yaşam sürdürmüşlerdi.
Ritüel, toplumsal tutunumun sağlanmasına ve güçlendirilmesine yarayan bir araç olarak gerekliydi; örneğin totem ritüelleri, kabile birliğini güçlendirmektedir.
Zaman içinde değil, sadece mevcut an içinde yaşayan insan mutludur. Hangi ihtiyaç mevcudiyet açlığımızdan daha büyük olabilir? Bu nitelik öylesine önemli ki onun yokluğu yoksulluğumuzun göstergesidir...
İşte zaman dışı olma böyle bir yaşama dayanıyordu ki bu da akla Whitrow'un sözlerini getiriyor; "İlkel insanlar mev­cut an içinde yaşarlar, tıpkı bizlerin de eğlenirken mevcut anda yaşaması gibi. Benzer bir yaklaşımı Nietzsche şöyle dile getirir; "Tüm zevkler sonsuzluğu arzular; derin, çok de­rin bir sonsuzluğu."
Erkekler tarafından kadınlara dayatılan şiddet de tarımla birlikte ortaya çıkmış ve kadınları birer ağır yük hayvanı ve çocuk bakıcısına dönüştürmüştür.
Derinlemesine radikal bir kadın kurtuluşu olmadığı sürece, artık her yerde korkunç bedellere mal olan ölümcül dalavere ve kötürümlüğün ellerine teslim ediliyoruz. Toplumsal cinsiyetin olmadığı başlangıçtaki bütünlük, kurtuluşumuz için bir reçete olabilir pekala...
Geleceği gördük ve bu bize acı veriyor.
Sakinleştiriciler artık dünyanın en çok tavsiye edilen ilaçlarıdır ve anti-depresanlar da satış rekorları kırmaktadır. Geçici bir rahatlamaya tüm yan etkileri ve bağımlılık yaratan özellikleriyle birlikte çarçabuk ulaşılırken, hepimiz gittikçe daha çok çöküyoruz.
Vahşi hayvanların et üreten birer makinaya dönüştürülmeleriyle birlikte, “toprağı” işleme düşüncesi insanlara dayatılan bir erdem haline gelmektedir; bu erdemin anlamı, evcilleştirme ve sömürü doğrultusunda insanların kendi doğasındaki özgürlükten koparılmasıdır.
İnsan konuşması, açığa çıkardığından çok daha fazla şeyi gizler; tanımladığından çok daha fazla şeyi muğlaklaştırır; ilişkilendirdiğinden çok daha fazla birbirinden koparır.
Doğa iyileştirir, doktorlar/danışmanlar/terapistler bakar.
Sanat; eşitlik içermeyen bir yaşamın ilk semptomları üzerinde inşa edilen bir toplumun bir arada tutulması için gerekli olan araçlardan biridir.
Açıkça görüldüğü gibi, psikolojinin kaynağı kısmen, cemaatin veya dayanışmanın olmayışı ve giderek ivme kazanan toplumsal parçalanmadır.
Uzamsallaştırma -tıpkı matematik gibi- ayrıma dayanır; uzamsallaştırmanın özü bölünme ve bu bölünmenin düzenle­nişidir. Zamanın bölümlere ayrılması (ki bu sayma veya ölç­menin ilk biçimi gibi görünüyor) kendi başına uzamsal bir eylemdir.

Saturday, June 22, 2024

Keşif // ke

ne keşfettim biliyor musun, cenneti isteyen kim, dünya iyi ve özümdeki belirsizlikten memnunum ama bu belirsizliğin kaygılarını, çelişkilerini taşıyabilecek güç isterim, özündeki belirsizliği isteyen özgürlüğü istiyor demek değil midir, dolayısı ile kantın dediği gibi mutluluk tüm hoşagiderliğiyle hiç de koşulsuz bir iyi değildir, mutluluğun -bilincinin bir niteliği olarak varetmek çaba istese de- zor bir şey olmadığını da keşfettim..

umutsuz bir başlangıç mutlu sondan iyidir.. tutuklu olma tutkulu ol.. ortaklaşacağımız şey, taneler ve dalgalar, iki birbirini seven insan gibi, böyle ışık gibi tekil olmayan bir ufuk olabilir..
uyumsuz olan uyumlu olanı sabote edemediği müddetçe ölü bir düzen içinde yaşasa da uyumlu olan kendini yeniden üretecek.. canlı olmaya bak, yazının hem zehir hem deva olduğunu unutma..
dünya ne kadar büyük ve sen ne kadar küçüksün, bu seni yumuşatabilir..

ke

Monday, June 17, 2024

Politik Ekoloji // Dimitrios Roussopoulos

Bu kitapta "çevrecilik" kavramı, sadece ortaya çıktıkları zaman ilgilenip altında yatan sistematik nedenlerle ilgilenmeyen bir yaklaşımı işaret edecek şekilde kullanılacaktır; bu haliyle çevrecilik önleyici olmak yerine tepkiseldir. Ayrıca yeni bir toplum türünde insanlar ile doğa arasında yaratıcı ve verimli bir simbiyotik ilişki potansiyelini göz ardı ederek bu gezegende yapabileceğimiz en iyi şeyin hayatta kalmak olduğunu varsaymaya eğilimlidir.
Çevrecilik akımlarından biri olan korumacılar (preservationists), her şeyi olduğu haliyle korumayı amaçlar ve dinamik bir dengenin ya
da homeostasis'in önemini gözden kaçırır. Bu görüşün içinden sonradan doğa korumacılık (conservationism) şeklinde başka bir akım daha ortaya çıkmıştır. Bu akıma göreyse, biyotik ya da biyotik olmayan tüm doğal kaynaklar ile tarihsel mirasımızın parçası olan her türlü kaynak gereksiz bir zarara uğramamaları için
dikkatli bir plan çerçevesinde kullanılmalıdır. Genel anlamda, doğa korumacılar belli toprak parçalarının ya da vahşi doğadaki
türlerin hayatta kalmalarını güvence altına almayı amaçlar. Tüm bu yaklaşımlar, çevreciliğe ilk bakışta anlaşılması pek kolay olmayan bir muhafazakarlık katmaktadır; çevre krizinden endişe duyarlar fakat bu krizi üreten toplumsal ve ekonomik yapıların sistematik biçimde dönüştürülmesiyle ilgilenmezler. Bu nedenler elitlerin çıkarları konusunda yanlı bir tutum almaya, zaten ayrıcalıklı olan kesimler için hayatı daha güzel kılacak reformlar öne sürerken toplumsal ve ekonomik eşitsizlik sorununu ihmal etmeye eğilimlidirler.
Politik Ekoloji
Dimitrios Roussopoulos


 

Gösteri Toplumu // Guy Debord

Spekülatif evrende değerini yitirmiş olan şey, herkesin somut yaşamıdır.

Birey, böyle bir toplumda bir nebze dikkate alınmak istiyorsa paradoksal olarak sürekli kendini yadsımak zorunda
kalacaktır.
İzleyici ne kadar çok seyrederse o kadar az yaşar; kendisini egemen ihtiyaç imajlarında bulmayı ne kadar kabul ederse kendi varoluşunu ve kendi arzularını o kadar az anlar.
Gösteri, mutsuzluğun dingin merkezindeki yıkım ve korkuyla çevrili mutlu bir birleşme imajından başka bir şey değildir.
Gösteri Toplumu, Guy Debord

Jean-Luc Godard

Fazlasını gören, fazlasını hisseden çok duyarlı sinirleri olan, gereğinden çok şey bilen insan için savaş hep vardır...

Din, hayır. Benim için ahlak, doğru ve gerçek olan davranıştır. Din, sadece bir inanıştır. İnsan şiire inanabilir, spora inanabilir, bunlar dinlerdir; ben dinlere karşı değilim, ama ahlakı dinin üzerine koyarım.
Jean-Luc Godard

Saturday, June 15, 2024

İnsan ve ''Herkes'' // José Ortega y Gasset

İnsan hep uçurumların arasında yürür; istese de istemese de, en sahici zorunluluğu dengesini korumaktır.
Mesele şu: İnsan, bir kez daha kendini yitirdi. Bir kez daha, çünkü ne yeni, ne de rastlantısal bir şey bu.
Günümüz dünyasında can çekişmekte olan bir büyük şey var ki, o da hakikat.
İnsan olmak önceden hazırlanılan ya da denenebilen bir şey değildir. Yani insanın konumu özünde belirsizliktir.

İnsan ve ''Herkes'', José Ortega y Gasset 

Tarihsel Bunalım Ve İnsan // José Ortega y Gasset

Kültür, insan denen yaratıkların, yaşam denen müthiş soruna topluca verdikleri bütüncül ve tümüyle varoluşsal yanıttır.

İnsanın doğası yoktur tarihi vardır.

"Bunalım" dediğimiz, insanoğlunun belli bazı şeylere tutunmuş, onların desteğinde yaşıyorken, başka şeylere tutunup onların desteğinde yaşamaya geçmesinden başka bir şey değildir.

Gerçekten de boş inanışlara kapılmış ruh, kendisine efendi arayan bir köpektir. En çok istediği şey hizmet etmektir: bir başka insana, bir imparatora, bir büyücüye, bir puta. Varolmanın çatışmalarını tek başına göğüsleme dehşetine katlanmak olmasın da ne olursa olsun.

Yaşam yalnızlıktır, kökten bir yalnızlık, derin bir yalnızlık. Ve, buna karşın, ya da bundan ötürü, yaşamda sözlere sığmayan bir arkadaşlık, topluluk, birlikte yaşama telaşı vardır.

Yaşam kültürlü olmalı, ama kültür de yaşamsal olmalı...

Sorun, içinde yer aldığımız toplumsal gerçeği değiştirmektir. Bu değişimi gerçekleştirmeye yarayan araca politika denir.

Tarihsel Bunalım Ve İnsan, José Ortega y Gasset

Friday, June 14, 2024

Görünmez Kentler // Italo Calvino

“Ersilia’da oturanlar kentin yaşamını ayakta tutan bağları belirlemek için evlerin köşeleri arasına, renkleri akrabalık, takas, otorite, temsil ilişkilerine göre değişen, beyaz veya siyah veya gri veya siyah-beyaz ipler gererler. İpler artık aralarından geçilmeyecek kadar çoğaldığında çekip giderler. Evler parça parça sökülür, ipler ve dayanakları kalır yalnızca… Ersilia’yı terk edenler

tüm ev eşyalarıyla konakladıkları bir tepenin eteğinden ovada yükselen kazık ve ip kargaşasına bakarlar. Ersilia kenti
halâ odur, kendileri ise bir hiç…”
Italo Calvino—

Thursday, June 13, 2024

Düşündükçe // ke

Doğru davranmak doğru düşünmekten sonra gelir ama onun da kendine has bir disiplini vardır..

yolu uzattıysak
daha çok şey görmüşüzdür
iki nokta arasında
Dünyanın, yaşamın, insanın peşinden sürüklenen kelimelere yalnızlığımızı da taşıtıyoruz.

Şizoid benliği evrensel birlik şifalandırır ancak bu çağda bu mümkün olmayabilir, yazar da diyor ya, bırak dağınık kalsın. Bazılarının odaları dağınıktır ama aradıkları her şeyi bulabilirler, rızaları dışında toplanmışsa oda, düzenleri bozulur. Aradığını bulabildiğin müddetçe bırak dağınık kalsın.

Okumak yemek yemek gibidir, düşünmek ise yemek yapmak ya da okumak kuyudan su çekmeye benzer, düşünmek ise kuyu açmak.
Bir şey köklü biçimde değişmişse onun içinde yaşam olanakları aramaktan başka şansımız yoktur.
Hepimiz kendimize inanırsak hepimiz farklı bir şeye inanmış oluruz..
Üstinsan değil, altıüstü insan..
Gregor Samsa böcek değil kurbağaya dönüşmüş, onu bir prenses öpmüş, prenses de kurbağaya dönüşmüş...

ke

Ferit Edgü

İşkence etme diye tekrarlıyor Birinci Ses. Sorularınla, susmalarınla, bakışlarınla işkence etme. Konuş. Anlat. Düşle. Ama işkence etme.

İnsanoğlu kendine yetmesini bilseydi, önemli bir sorunu çözümlemiş olurdu.
Ferit Edgü

Mutlusuz da Olmaz // ke

 

Mutlulukla ilgili üç temel yaklaşım ele alınıyor.
Zevk ve sosyal ilişki odaklı keyifli yaşam.
Kendinden öte şeylerle ilgilendiğin anlamlı yaşam
ve kendini geliştirmeye yöneldiğin değerli yaşam.
Kişi bunlardan birine yoğunlaşabileceği gibi üçüyle de belirli oranlarda temas edebilir.
Eleştirel zihin mutsuz edebilir ama doğru insan olmak kişiliğimizin temel taşlarından biridir ve yükseklik ve derinlik kazandıran şey de eleştirel zihindir. Adornonun şu sözünü ara ara tekrar ederim: Aklın en doğru ahlakı özeleştiridir.

Nevrotik Bir Gezegenden Notlar // Matt Haig

Nevrotik Bir Gezegenden Notlar, Matt Haig

Zihnimizi kapamayı isteyen bir dünyada, zihnimizi olabildiğince açık tutmalıyız.
Bilmek için öğrenmekten çok, size kazandırabilecekleri için öğrenmek, insan olma mucizesinin değerini azaltan bir şey. Bizler kendimizi ve dünyayı öğrenme yoluyla anlayabilen, düşünen, hisseden, sanat yapan, bilgiye aç, muhteşem hayvanlarız. Bu tek başına yeterli.
İnternet insanın yarattığı ama anlayamadığı ilk şey, yaşadığımız gelmiş geçmiş en büyük anarşi deneyi.
Evrenin iyileştirebileceğinden emin olabileceğiniz tek bir köşesi var, kendiniz.
Çılgın bir dünyada çıldırmadan nasıl yaşarız?
Evet, darmadumanız belki. Ama esas gücümüz de bu darmadumanlığımızda.
Hayatta olduğumuz için acayip şanslı hissetmekle kalmayıp bunun farkında olmakla da kendimizi ödüllendirelim.

Monday, June 10, 2024

İyi Bir Güneş // Ece Ayhan

Yatağımın serin beyaz örtüsüne yerleştirdim kafamı. İyi bir güneş görmek istiyordum sabahleyin. İyi bir güneş.

Ece Ayhan, İyi Bir Güneş 

Sol Popülizm // Chantal Mouffe

Chantal Mouffe, Sol Popülizm

"Aşırı solun asıl hatası bunu daima göz ardı etmiş olmasıdır. İnsanların gerçeklikleriyle değil, kendi kuramlarına göre nasıl olmaları gerektiğiyle alakadardırlar. Sonuç olarak, kendilerine, insanların içerisinde bulundukları durum hakkında "gerçeği" fark etmelerini sağlama rolünü atfederler. İnsanların kanlı canlı tanımlayabilecekleri hasımlar belirlemektense "kapitalizm" gibi soyut kategorileri kullanırlar ve bu yüzden insanların politik anlamda hareket etmeleri için gerekli olan duygulanımsal boyutu harekete geçirmekte çuvallarlar." 

Benim İçin Bazı Şeyler // ke

Benim İçin Bazı Şeyler
zaman: yaranın üstündeki pıhtılaşmış kan..
internet: kafatasına saplanan bir pipetle beynini emen aparat..
aşk: mükemmel düş....
şiir: onikiden karavana..
özne: unutkanlık abidesi..
sevgili: içinde köpüren dalga..
geçmodern insan: çeyrek ciğerle nefes almaya çalışan çeyrek insan..
okul: mıymıntı tezgahı..
politika: rasyonel katakulli..
yaşam: sönük curcuna..
müzik: inat da muraddır abiler..
uyku: sadık şölen..
kahve: yatıştıran uyarıcı..
ot: ekstra titreşim..

ke 

Darwin ve Sonrası // Stephen Jay Gould




Darwin ünlü bir sözünde, organizmaların yapısını tanımlarken hiçbir zaman "üstün" ya da "aşağı" denmemesi gerektiğini kendisine anımsatır - çünkü bir amip kendi çevresine, bizim kendi çevremize sağladığımız kadar iyi uyum sağlamışsa, daha üstün yaratıklar olduğumuzu kim söyleyebilir?

Stephen Jay Gould, Darwin ve Sonrası

Rüzgarın Şarkısını Dinle // Haruki Murakami

Herkes bir gün ölür. Ama ölene kadar bir şekilde elli yıl falan yaşamak zorundasındır ve bir sürü şeyi düşünerek elli yıl geçirmek, açık konuşayım, hiçbir şey düşünmeden geçireceğin beş bin yıldan çok daha yorucudur.

Rüzgarın Şarkısını Dinle
Haruki Murakami

Cavidan-Name // Fazlullah Esterabadi

Muhakkak ki, ruh büyük bir yaratıştır. Tanrı ondan daha büyük bir şey yaratmamıştır.

Cavidan-Name

Fazlullah Esterabadi 

Martin Heidegger

İnsanoğlu varlıkların efendisi değildir; varlığın çobanıdır.

Felsefe yapmak Varlık'ın anlamını sorgulayan sorular sorarak onu açıklamaktır.
Her soru bir arayıştır.
Öyle şeyler vardır ki, bize kendisini, kendiliğinden, adeta kendi evinden düşünülmesi gereken olarak sunar. Yine öyle şeyler vardır ki, bize hitap ederek, kendisini muhakeme etmemizi, düşünerek kendisine yönelmemizi ve onu düşünmemizi ister.
İnsan ancak ilişkileri ve bağlamsallığı içerisinde anlaşılabilir.
Yaşamın sınırlı oluşu, beni geçmişin zincirinden kurtarır ve geleceğe serbest bırakır. Kısa bir süre burda olmamın bilincinde olmakla, bu yaşamda yapmak istediklerime hemen burada başlamanın ötesinde başka bir yolum olmadığını görürüm.
Martin Heidegger

Tuesday, June 4, 2024

Demokratik Paradoks // Chantal Mouffe

Chantal Mouffe, Demokratik Paradoks


İyi seçim yaptığımıza dair tam bir tatmine hiçbir zaman ulaşamayız, çünkü alternatiflerden birinin lehine olan bir karar, ötekinin daima zararına olacaktır. (...) Politikleşme katiyen sonra ermez, çünkü kararverilemezlik, kararın ta kendisindedir. Her konsensüs özünde istikrarsız ve kaotik bir şeyin istikrarlılaştırılması olarak görünür. Kaos ve istikrarsızlık indirgenemez, ancak bu hem bir risk hem de bir şanstır, zira kesintisiz istikrar politikanın ve etiğin sonu anlamına gelir.

Edebiyat Nedir?// Friedrich Nietzsche

Ayartıcıların en güzeli olan sanat, hayat yaşamaya değer, demektedir. Bilim ise, hayat tanımaya değer, demektedir.
Friedrich Nietzsche, Edebiyat Nedir?

Farkındalığın Işığı // Jiddu Krishnamurti

“Özgürlük, adalet ve iyilik; bu üç şey, insanlığın uygarlık ta­rihi boyunca peşinden koştuğu ama çözümünü bulamadığı üç soru -özellikle adalet. Ama bu dünyada adalet yok. Kimi zeki ki­mi değil; kimi güçlü kimi değil; kimi dünyayı dolaşarak önemli insanlarla tanışıyor, kimi küçük bir kasabanın küçük bir odasın­da ömür boyu çalışıyor. Adalet nerede? Dış aktivitelerde mi? Ki­mi başbakan, kimi uluslararası bir şirketin başı oluyor, kimi ömür boyu bir işçi olarak kalıyor. Dünyadaki dışsal eşitlik çaba­ları adaleti getirebilecek mi? Yoksa adalet bunlardan başka bir yerde mi?
Adalet bütün olmak, entegre olmak, parçalanmamış olmak, onurlu olmak anlamına gelir. Bu da ancak kıyaslamanın olmadı­ğı yerde mümkündür. Ama daima kıyaslıyoruz. Daha iyi ev, da­ha iyi araba, daha iyi konum, daha fazla güç vb. Kıyas, bir öl­çüm. Ölçümün olduğu yerde adalet olamaz. Taklidin, biçimcili­ğin olduğu yerde, çoğunluğun doğru düşündüğü varsayılan yer­de adalet olamaz.”

Jiddu Krishnamurti, Farkındalığın Işığı 

Sunday, June 2, 2024

Güzelin Güncelliği // Hans Georg Gadamer

Hans Georg Gadamer, Güzelin Güncelliği


Büyük sanatçılar kendilerini daha o zamanlar endüstri ve ticari bir toplumda mekansız olarak görmeye başladılar; öyle ki, gezen insanların eski ve kötü ünlerinin, bu sanatçıların kendi bohem yazgılarında onaylandığını fark ettiler.

Geçici olanda bazı kalıcı olanların bulunabileceğini göstermek, dünün, günümüzün ve her zamanın sanatına ait bir görevdir.

Çorak Ülkenin Bittiği Yer // Theodore Roszak

Farzediniz ki, bütün yaradılış derinlerde gömülü bir akrabalığın sessiz dili ile konuşmaya başladı bize

Theodore Roszak, Çorak Ülkenin Bittiği Yer

Ahlak // Bernard Williams

Hakikaten ahlaki eylem, ahlaken Doğru olduğu mülahazasıyla motive edilmeli ve başka hiçbir mülahazayla motive edilmemelidir. İnsanın doğasına dair mülahazalardan biricik bir ahlaka ve biricik bir ahlaki ideale doğrudan bir yol yoktur.

Aristoteles şunu açık kılar ki, insan insan olduğu ve bir tanrı olmadığı için, insanın hayatı sadece entelektüel araştırmaya hasredilemez ve insan karakter erdemlerinin gerekli olduğu bir hayata da sahip olmalıdır.
İyilik için kafamıza göre kriterler icat etme özgürlüğümüz yoktur.
Art alanda hiçbir ahlaki anlaşmanın olmadığı yerde rasyonel tartışma da olamaz.
Bernard Williams, Ahlak

Zamanın Kokusu // Byung-Chul Han

"İyi zamana, 'faydasız' şeylerden kurtulmuş bir ruh erişebilir ancak. Ruhu arzulamaktan kurtaran boşluk zamanı derinleştirir. B...