Friday, February 28, 2025

Can Çekişen Küresel Güç //Jean Baudrillard





Kafka ne diyordu: ''Bizler Tanrı'nın beyninde doğan nihilist düşünceleriz."

-- -- -- -- -- -- -- --
Her şeye sahip olmanın yol açtığı çaresizlik. Hiçbir şeye sahip olmamanın yol açtığı çaresizlik. Hiçbir şey olamamanın yol açtığı çaresizlik. Herkese benzemenin yol açtığı çaresizlik. Hiç kimse olamamanın yol açtığı çaresizlik.
Can Çekişen Küresel Güç, Jean Baudrillard

Thursday, February 27, 2025

George Ivanovich Gurdjieff

İnsanın önemli hatalarından biri, hatırlanması gereken bir hata, kendi Ben'i ile ilgili yanılsamasıdır. İnsanın kalıcı ve değişmez bir ben'i yoktur. Her düşünce, her ruh hali, her arzu, her duygu "ben" der.

İnsanın bireysel bir Ben'i yoktur. Bunun yerine, yüzlerce ve binlerce ayrı küçük "Ben" vardır, çoğu zaman birbirlerinden tamamen habersizdirler, asla temas etmezler veya tam tersine birbirlerine düşmandırlar, karşılıklı olarak birbirini dışlarlar ve uyumsuzdurlar. Her dakika, her an, insan "Ben" der veya düşünür. Ve her seferinde onun Ben'i farklıdır. Az önce bir düşünceydi, şimdi bir arzu, şimdi bir his, şimdi başka bir düşünce ve benzeri sonsuza kadar. İnsan bir çoğulluktur. İnsanın adı lejyondur.
Kendini tanımadan, makinesinin işleyişini ve fonksiyonlarını anlamadan insan özgür olamaz, kendini yönetemez ve her zaman köle olarak kalacaktır.
Nesnel bilinçle her şeyin birliğini görmek ve hissetmek mümkündür. Ancak öznel bilinç için dünya milyonlarca ayrı ve bağlantısız olguya bölünmüştür. Bu olguları bilimsel veya felsefi bir şekilde bir tür sisteme bağlama girişimleri hiçbir şeye yol açmaz çünkü insan ayrı olgulardan başlayarak bütünün fikrini yeniden inşa edemez ve bu bölünmenin dayandığı yasaları bilmeden bütünün bölünmesinin ilkelerini tahmin edemez.
Kendimizi gerçekten gerekli olanla sınırlasaydık, bu tek başına sessizliği korumak olurdu. Ve her şey için de aynı şey geçerlidir, yemek için, zevkler için, uyku için; her şey için gerekli olanın bir sınırı vardır. Bundan sonra "günah" başlar. Bu kavranması gereken bir şeydir, "günah" gerekli olmayan bir şeydir.
Çoğu duanın dilekçelerle hiçbir ortak yanı yoktur . Eski dualardan bahsediyorum; birçoğu Hristiyanlıktan çok daha eskidir. Bu dualar, tabiri caizse, özetlerdir; bunları yüksek sesle veya kendi kendine tekrarlayarak bir insan, bunların içindekileri, tüm içeriklerini, zihni ve hisleriyle deneyimlemeye çalışır .
Bir insan doğabilir, ama doğmak için önce ölmesi gerekir, ölmek için de önce uyanması gerekir.
Doğru bilgide, insanın incelenmesi dünyanın incelenmesiyle paralel ilerlemelidir ve dünyanın incelenmesi insanın incelenmesiyle paralel ilerlemelidir.
George Ivanovich Gurdjieff

Wednesday, February 26, 2025

Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı // Carl Sagan

Evet, Darwinci bakış ters yüz edilip gülünç bir şekilde kötüye kullanılabilir: Doymak bilmez hırsız baronlar, gırtlak gırtlağa rekabetlerini, Toplumsal Darwincilikle açıklayabilir; Naziler ve diğer ırkçılar, soykırımlarını haklı göstermek için ” en güçlünün yaşaması ” ndan söz edebilirler. Ancak, John D. Rockefeller ya da Adolf Hitler’i Darwin yaratmadı. Açgözlülük, Endüstri Devrimi, serbest girişim sistemi, hükümetin güçlü kesimler tarafından kokuşmuş bir kurum haline getirilmesi, on dokuzuncu yüzyıl kapitalizmini açıklamaya yeterli unsurlar. Etnomerkezcilik, yabancı düşmanlığı, toplumsal hiyerarşiler, Almanya’da uzun bir tarihi olan Musevi düşmanlığı, Versailles Anlaşması, Almanların çocuk yetiştirme uygulamaları, enflasyon ve büyük ekonomik sarsıntı, Hitler’in güç kazanmasını açıklamaya yeterli. Darwin olsa da olmasa da bu olayların ya da benzerlerinin yine gerçekleşecek olması şansı çok yüksek. Modern Darwincilik açıkça ortaya koyuyor ki, daha az acımasız özellikler, hırsız baronların ya da Führer’lerin pek hoşlanmayacağı -fedakarlık, genel zeka, şefkat gibi- özellikler yaşamda kalmanın anahtarı olabilir.

Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı // Carl Sagan

Monday, February 24, 2025

Atıklar // Baudrillard

Tarihsel ve entellektüel atıklar, sanayi atıklarından daha büyük ve ciddi bir sorun yaratır. Yüzyıllarca sürmüş olan saçmalıkların çökeltisinden bizi kim kurtaracak?

Baudrillard

Sunday, February 23, 2025

Pencere // Ulus Baker

“Televizyon olmadığı için pencereden bulut seyretmeye başladım. Oradaki yayın çok iyi, haberleri daha güvenilir, gelip geçen bir iki uçak dışında pek reklam almıyorlar, ve asıl önemlisi akşamları gök gürültülü sürpriz programlar var. Filmler genellikle kırlangıçların hayatı üzerine ve belki biraz monoton, ancak oldukça realist.”

Ulus Baker

Saturday, February 22, 2025

İtaatsiz Portreler // İlyas Tunç

Hayat size ağlamanız için binbir neden gösteriyorsa siz de gülmek için hayata binbir neden gösterin.

Hayat sizden bir şeyler alıp götürmüyor, sizi bir şeylerden kurtarıyor. Daha yükseklere uçabilmeniz için sizi hafifletiyor. Beşikten mezara kadar hep okuldayız. Sizin sorun dedikleriniz aslında gördüğümüz dersler.
O kadar severim ki şarabı, çiçekleri,
tavşanları, yaşlı çobanları, ev ekmeğini
ve ayaklarımı ıslatan denizi sevdiğim gibi.
Ne buralıyım ne de oralı
Ne geçmişim ne geleceğim var
ve mutlu olmak kimliğimin rengi
Facundo Cabral
İtaatsiz Portreler // İlyas Tunç

Friday, February 21, 2025

Nitimur in Vetitum // Nietzsche

aynada bir sezar görünce aynayı kırdım, çatlaklar bir yunusu çiziyordu.

hayat stratejileri: aldanmak, yanılmak, uydurmak, havailik yapmak, ironi..
nitimur in vetitum (*)
En üst derecede zararlı ve tehlikeli olsa bile bir şey hakikat olabilir; varolmanın temel doğasının bir parçası olabilir, onu anlamak bizim kendi yıkımımıza neden olacaktır. O zaman bir insanın tininin gücü ne kadar “hakikate” dayanabileceği, ya da daha açık bir ifadeyle, ne dereceye kadar onu sulandırması, gizlemesi, tatlandırması, sessizleştirmesi, çarpıtması gerektiğiyle ölçülecektir.
Nietzsche Beyond The Good and Evil, *Yasak olan için çabalıyoruz.

Thursday, February 20, 2025

Batı // Jean Baudrillard




Jean Baudrllard / Batı

Tüketimi yöneten büyülü bir düşünce, günlük yaşamı yöneten mucizevi bir zihniyettir; bu, düşüncelerin mutlak-gücüne inanç üzerine kurulu bir şey olarak tanımladığımız ilkel bir zihniyettir.
* Batıda,
- gelişme
- çağdaşlaşma
- uygarlaşma vb
şeklinde nitelendirilen tüm toplumsal/politik/ekonomik/kültürel/tarihsel/teknolojik vb
olgu, veri ve girişimlerin genel bir muhasebesini yaparak, Batının (dünyanın geri kalanına oranla)
- başarı
- üstünlük
- servet
- refah vb
olarak SUNDUĞU sonuçların, aslında büyük bir başarısızlığı simgelediğini kanıtlar.
* Üretim çağı da sona erdi!
- Doğal değer aşaması (herşey doğanın armağanı/laneti)
- Ticari değer aşaması (herşey emeğin armağanı/laneti)
- Yapısal değer aşaması (herşey gidişatın armağanı/laneti)
* Grev artık anlamsız!
- Kapital, artık her türlü grevin uzayıp gitmesine tahammül edebilecek kadar güçlü.
- Grevler artık hiçbir temel değişikliğe neden olamaz.
* Modern olarak nitelenen Batılı toplumlar, modernleşme aşamasında üretilmiş tüm kavram, kurum, değer, norm ve ölçütlerin TERSİNE DÖNMÜŞ bulunduğu bir evrende yaşıyor artık!
* Tersine döndürme sürecinde, devrimci düşünce en az burjuva dünya görüşü kadar OLUMSUZ bir rol oynamıştır.
* Simülakrlar (taklitçeler) düzeninin, değer yasası paralelinde beliren üç aşaması:
1) Kopyalama (Rönesans'tan sanayi devrimine klasik dönemi belirleyen biçim)
2) Üretim (Sanayi dönemine egemen olan biçim)
3) Simülasyon (Kodun belirlediği güncel evrede egemen biçim)
* Simülasyon evreni --> Ölü (canlılığı olmayan) düzen
Sistem, kendi ölülüğünü gizleyebilmek için ölümü günlük hayatın dışına itiyor.
* Sistem konusunda düşünce üreterek (bu düşüce %100 doğru olsa bile), sistemi değiştirmek mümkün olmaz.
Bu düzenden toplum ancak kendi kendini yok ederek kurtulabilir.

Wednesday, February 19, 2025

(Sürrealizm) Görünmeyen Yönleriyle // Philippe Soupault

(Sürrealizm) Görünmeyen Yönleriyle, Philippe Soupault
Tutkulu günlerimizde, ezgili, ruhun lirik devinimlerine, düşün kıvrım kıvrım dalgalarına, bilincin sıçrayışlarına uyum sağlayabilecek kadar yumuşak ve aynı zamanda keskin karşıtlıklar içeren bir şiirsel düzyazı mucizesini hangimiz düşlemedik? ”Gerçek değerler hep geç anlaşılır."
Bütün duyuları sonsuzca ve bilinçle bozup değiştirerek kendini görülmezi gören bir kâhin kılar şair.
Gerçeküstücülük bir edebiyat okulu ya da bir din değil; bir tavrın dışavurumu, bir ruh hali, özellikle de bir özgürlük manifestosuydu.
Tehlikeyi sevdiği açıktı ve yalansız, palavrasız ama inançla “bütün duyuları bozmanın” peşindeydi.
Yarattığı skandal nedeniyle Dada hareketi yanlış anlaşıldı ve yanlış tanımlandı. Dadaist arkadaşlarım gibi ben de skandal yaratmanın zorunlu olduğunu, skandalların bu “hareketin” temel varoluş nedenlerinden biri olduğunu düşünüyordum ve hâlâ da düşünüyorum.
Kaçık olduğu düşünülen insanlardan her zaman hoşlanmışımdır.

Tuesday, February 18, 2025

Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk // Wilhelm Genazino

Onlarca yıl daha iyi bir yaşam için hazırlanmıştım. Ama bu asla gerçekleşmedi. İnsanın kendi felaketiyle ilişkisinin onu beklemekten ibaret olduğunu kavrayıncaya kadar uzun süre duygusal ve melankolik bir halde yakınıp durdum.

Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk, Wilhelm Genazino

Monday, February 17, 2025

Jean Baudrllard // Batı

 Jean Baudrllard / Batı


Tüketimi yöneten büyülü bir düşünce, günlük yaşamı yöneten mucizevi bir zihniyettir; bu, düşüncelerin mutlak-gücüne inanç üzerine kurulu bir şey olarak tanımladığımız ilkel bir zihniyettir.

* Batıda,
- gelişme
- çağdaşlaşma
- uygarlaşma vb
şeklinde nitelendirilen tüm toplumsal/politik/ekonomik/kültürel/tarihsel/teknolojik vb
olgu, veri ve girişimlerin genel bir muhasebesini yaparak, Batının (dünyanın geri kalanına oranla)
- başarı
- üstünlük
- servet
- refah vb
olarak SUNDUĞU sonuçların, aslında büyük bir başarısızlığı simgelediğini kanıtlar.
* Üretim çağı da sona erdi!
- Doğal değer aşaması (herşey doğanın armağanı/laneti)
- Ticari değer aşaması (herşey emeğin armağanı/laneti)
- Yapısal değer aşaması (herşey gidişatın armağanı/laneti)
* Grev artık anlamsız!
- Kapital, artık her türlü grevin uzayıp gitmesine tahammül edebilecek kadar güçlü.
- Grevler artık hiçbir temel değişikliğe neden olamaz.
* Modern olarak nitelenen Batılı toplumlar, modernleşme aşamasında üretilmiş tüm kavram, kurum, değer, norm ve ölçütlerin TERSİNE DÖNMÜŞ bulunduğu bir evrende yaşıyor artık!
* Tersine döndürme sürecinde, devrimci düşünce en az burjuva dünya görüşü kadar OLUMSUZ bir rol oynamıştır.
* Simülakrlar (taklitçeler) düzeninin, değer yasası paralelinde beliren üç aşaması:
1) Kopyalama (Rönesans'tan sanayi devrimine klasik dönemi belirleyen biçim)
2) Üretim (Sanayi dönemine egemen olan biçim)
3) Simülasyon (Kodun belirlediği güncel evrede egemen biçim)
* Simülasyon evreni --> Ölü (canlılığı olmayan) düzen
Sistem, kendi ölülüğünü gizleyebilmek için ölümü günlük hayatın dışına itiyor.

* Sistem konusunda düşünce üreterek (bu düşüce %100 doğru olsa bile), sistemi değiştirmek mümkün olmaz.
Bu düzenden toplum ancak kendi kendini yok ederek kurtulabilir.

Sunday, February 16, 2025

Yapısöküm // Jacques Derrida

Her zaman şırınga olacak bir kalem hayal etmişimdir.

Mutlak yalnızlığa teslim olduk. Kimse bizimle konuşamaz ve kimse bizim adımıza konuşamaz; bunu kendi üzerimize almalıyız, her birimiz kendi üzerimize almalıyız.

Her söylem, hatta şiirsel veya kehanet cümleleri bile, benzer şeyler üretmek için bir kurallar sistemi ve dolayısıyla bir metodoloji taslağı taşır.

Yapıbozumun teşekkürü ve şükranı yeter.
Jacques Derrida
"Yapısöküm veya dekonstrüksiyon, anlam ile metin arasındaki ilişkiyi kavramaya yönelik ele alış biçimlerini ifade eden post-yapısalcı bir akımdır. İlk kez post-yapısalcı düşünür Jacques Derrida tarafından ortaya çıkarılan ve kullanılan bir terimdir. Post-modernizmin ve eleştirel kuramın bazı dallarına göre dekonstrüksiyon, dilin geleneksel Avrupa merkezli dünya görüşü tarafından yönlendirilen, kesin hatları olmayan bir araç olduğu kabulüne dayanarak eski metinlerin yeni anlamlarını onları yeniden yapılandırarak inşa eden post-modern eleştirel yaklaşımdır."

Saturday, February 15, 2025

(Post)modern

Kısacası postmodernlik, yüksek ve geç-modernlik sonrası muştulanan bir döneme ya da kara talihle sonuçlanmak üzere kehanette bulunulduğu modern bir anlatının final bölümüne tekabül etmemektedir. Postmodern dönem, modern dünya içerisinde henüz olgunlaşmamış ve hiç olgunlaşıp büyük bir anlatı hâline de gelmeyecek, hep zayıf ama sürekli kalacak bir ahvaldir.

Postmodern, Abdullah Başaran
Çünkü refleksi uyaran, tepkinin zamanla reflekse dönüşmesine yol açmış bir nesne var ortada. Üzerinde yeterince duruldu: Gecikerek modernleşmiş bir toplum, kendini üstün gören bir düşünce karşısında yetersizliğini kabul etmiş bir düşünce, yabancı idealler karşısında kendini çocuk kalmış hisseden bir kültür. Batı modellerini taklit ederek gelişmiş bir roman, bütün bunlar var. Yunanlı Gregory Jusdanis'in "gecikmiş modernlik" dediği, İranlı Daryush Shayegan'ın "fikre geç kalmış bilinç" diye tarif ettiği, Jale Parla'nın bir "yetimlik" duygusuyla açıkladığı, Orhan Koçak'ın "kaptırılmış ideal" kavramından hareketle incelediği, genellikle Batılılaşma denen bir model kayması söz konusu burada.
Kötü Çocuk Türk, Nurdan Gürbilek
Genellikle birçok tarihçinin Batılılaşma ile karıştırdıkları modernlik, Hodgson için global bir süreçtir. Ziraî medeniyetin sınırlarını aşan ilk toplum Batı olmakla birlikte, Hodgson bu gelişmenin dünya tarihi bağlamında değerlendirilmesi konusunda ısrar etmektedir. Nasıl ki sanayileşme İngiltere'de başladı diye Avrupa tarihi İngiltere tarihine indirgenemezse, dünya tarihi de sanayileşme Avrupa'dan yayıldı diye Avrupa tarihine indirgenemez" demektedir. Hodgson'a göre ziraî şartlardan kopuş kaçınılmazdı ve kopuş-er veya geç- dünyanın bir yerinde gerçekleşecekti. Eğer Batı'da gerçekleşmese Çin'de veya İslam dünyasında ortaya çıkacaktı. Eğer modernlik ilk defa İslam dünyasında ortaya çıkmış olsaydı, modern toplumdaki eşitlikçi ve kozmopolit eğilimler bugünkünden daha ileri bir seviyede olacaktı.
Dünya Tarihini Yeniden Düşünmek, Marshall G. S. Hodgson
Kelimenin kökeni Latince saecul'dür ve "uzun tarih dilimi" anlamına gelmektedir. Daha sonraları "çağa ait olan" anlamına gelen saecularis biçimini kazanmıştır; (dolayısıyla sekülerleşmenin Türkçedeki başka bir karşılığı olan çağdaşlaşma, bu anlamda ele alınmalıdır) Secaular kelimesinin orta ve geç Lâtincede kazandığı "ebediyetin zıttı" anlamıdır. Bu durum, modern kelimesini değerlendirirken tekrar, ama dönüşmüş bir biçimde karşımıza çıkacaktır.
Modernlik, Ahmet Demirhan
"İngiliz burjuva devrimi öncelikle endüstriyeldi, Fransız burjuva devrimi ise öncelikle politikti, geç modernlik ülkesi olan Almanyada ise burjuva devrimi öncelikle poetik kültürel bir devrimdi."

Friday, February 14, 2025

Marcel Duchamp ve İşin Reddi // Maurizio Lazzarato

 Duchamp'ın yaşamı boyunca sadık kaldığı bir şey varsa o da işin reddi ve tembel eylem taahhüdüdür. Bu iki başlık onun varoluşunun etik-politik zincirini oluşturur.

"Anti-" kelimesine karşıyım, çünkü "inananla" kıyaslanan "ateiste" benziyor bir nebze. Bir ateist aşağı yukarı bir inanan kadar dindardır ve bir anti-sanatçı da aşağı yukarı bir "sanatçı" kadar sanatkardır.
"İnsanları tasnif etmek niye böylesine gerekli ki? Ben neyim? Üstelik bunu biliyor muyum? Bir insanım, en basit tanımıyla, 'nefes alan biriyim'."
Elli bin eseri olan Picasso'nun işlerinin bolluğuyla kıyaslandığında Duchamp'ın "büyük tembelliğinin" sanat dünyasındaki etkisi daha radikal ve kalıcı olmuştur.
"Herkes bir sanatçı değil, herkes kahrolası bir eleştirmen."
" (...) Sanatçının dönüştüğü küçük tanrıyı öldürmek için çok çabaladım..."

Marcel Duchamp ve İşin Reddi, Maurizio Lazzarato

Thursday, February 13, 2025

Hugo Ball

Bizim için sanat, kendi içinde bir amaç değil, ancak yaşadığımız zamanların gerçekten algılanması ve eleştirilmesi için bir fırsat.
Bu aşağılayıcı çağ, saygımızı kazanmayı başaramadı.

Hugo Ball 

Wednesday, February 12, 2025

Dada




Diğer yandan Dada hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey istemez, yaptığı halka “Hiçbir şey, hiçbir şey, hiçbir şey anlamıyoruz” dedirtmektir.

Tuesday, February 11, 2025

Sonradan Görme İsa // Francis Picabia

Düşüncelerimizin kimyasal tepkimelerin ürünü olduğu kesin değildir. Çözülecek bir dolu sorun olduğu kabul edildiğinde, bildiğinizi sandığınız Evren yalnızlığın maskesidir...
Zaman geçirmek için yapılacak binlerce şey var ama zamanı geçirecek hiçbir sey yok. Ne işe yarar ölmek ne işe yarar yaşamak?
Dini ya da ideolojik kaygı, seçmeye zorlandığınız bir kabuk biçiminden başka bir şey değildir.
Ben mutluluktan kaçıyorum ki mutluluk kendinden kaçamasın.
Aşk, büyüleyerek zerk edilen bir temastır; başta sevilen kişinin çevresini sonsuzlaştırmak ister, sonra da, usul usul, sevgilinin kendisini.
Ne hata vardır ne yoldan sapma; beynimiz önerileri emen bir süngerdir...
Psikolog özellikle bilinçten beslenir; bense asla evcilleştirilemeyecek bir bilinçsizlik istiyorum...
Mizahçılar komedinin yüzeysel çiçekleridir, seyircilere yenik düşerler...
Aşk yokolmaması gereken bir fırsattır.
Ben, insan kılığına giriyorum hiç birşey olmamak için... Aşk gibi muhteşem bir yangında ruhum küle döndükçe, sanki o zaman daha çok insan kılığına girebiliyorum.
Sonradan Görme İsa, Francis Picabia

Friday, February 7, 2025

Simgesel Gerçeklik // Carl Justav Jung

Kendini dünyasında yabancı hisseden ve varlığını ne artık var olmayan geçmişle ne de henüz olmamış gelecekle temellendirebilen insan… Kendi varoluşunu boşu boşuna arayan ve bundan bir felsefe çıkaran insan, artık yabancı olmayacağı dünyaya giden yolu ancak simgesel gerçekliğini yaşayarak yeniden bulabilir,

Carl Justav Jung

Wednesday, February 5, 2025

Özgürlük // Joseph Beuys




İçerisinde ahlakın bulunmadığı bir yaratıcılık yalnızca özgürlük enerjisi ve tüm kodların ve yasaların reddi ile ateşlenebilir. Çünkü özgürlük, dikte edilen yasanın ve dayatılan düzenin rollerini reddeder; bu yüzden de tek başınadır.

Joseph Beuys 

Tuesday, February 4, 2025

Ali Şeriati

Ancak başkaldırma aşamasına erişen insanın riayeti istenen bir şeydir. Hissettiğimiz şeyi bilinçli bir biçimde seçmedikçe; bilinçsizce bir başkası irademize telkinde bulunup ipotek koydukça "seçme özgürlüğü"nden bahsedilemez.
Olması gereken ve olma sürecine girmesi gereken bu insanın üç özelliği vardır: İlk olarak bilinçli, öz varlığının bilincinde olan bir varlıktır. İkinci olarak seçme yeteneği vardır. Üçüncü olarak yaratıcı özelliği vardır. İnsanın bütün diğer özellikleri bu üç ana özellikten kaynaklanır. Şu halde içimizden her biri öz benliğinin bilincine varabildiği, gerçekten seçim yapabilme aşamasına ulaşabildiği ölçüde, sonra, oluşmayanı ve doğada bulunmayanı meydana getirebildiği ölçüde 'insan' olabilmiştir.
Bilincin veya kendini bilmenin tanımı şudur:
Kendi nitelik ve yaratılışını, evrenin yapısının nitelik ve yaratılışını, kendisinin evren ile ilişkisinin nitelik ve tabiatını algılama.
Cildimizin rengini tabiatın verdiği ve bizim seçmediğimiz gibi ruhumuzun rengini de tarih veriyor ve biz seçmiş değiliz.

Ali Şeriati 

Monday, February 3, 2025

John Berger

Yaşamını anormal ve hiç işitilmemiş şeyler üzerine kur... en büyük ıstırabın ağıtını yak ve yeryüzündeki çarmıhları bul, trajiğe gizemli olanlar yoluyla ulaş; bilinmeyen içine doğsun.
Sen bir şairin hayatını yaşıyorsun, bense bir mahkumun.
Komünizm [diye yazıyordu Marx 1844'te] özel mülkiyetin, insanın kendine yabancılaşmasının olumlu bir biçimde ortadan kaldırılması ve böylece insan aracılığıyla ve insan için, insan yaradılışının gerçekten yakalanmasıdır. Bu nedenle komünizm, insanın toplumsal bir varlık, yani gerçek bir insan olarak geri dönüşüdür, önceki gelişmelerin getirdiği tüm zenginliği özümseyen, tam ve bilinçli bir dönüştür.

John Berger 

Sunday, February 2, 2025

Bunuel / Tarkovsky / Jung / Foucault / Cibran

Hayatımızı oluşturan şeyin hafıza olduğunu fark etmek için ufaktan da olsa hafızanızı kaybetmeye başlamanız gerekiyor. Hafızamız bütünlüğümüz, mantığımız, duygumuz, hatta eylemimizdir. Onsuz biz bir hiçiz.

Luis Bunuel
Sanatın özel bir bilgi talep ettiğini düşünüyoruz; bir yazardan çok yüksek anlamlar talep ediyoruz fakat bir çalışma dolaysız bir biçimde kalplerimize hitap etmelidir, aksi takdirde hiçbir anlamı olmaz.
Andrei Tarkovsky
İnsan karakterini bilmek; empati, tefekkür, sezgi gerektirir.
Carl Justav Jung
Benim için ölümün alternatifi hayat değil, hakikat.
Ölümün beyazlığı ve ataleti içinde bulunacak şey, kaybedilmiş hayat ürpermesi değil, hakikatin titiz konuşlanmasıdır.'
Michel Foucault

Hakikatin iki insana ihtiyacı vardır; biri onu konuşacak, diğeri anlayacak.

Halil Cibran

Saturday, February 1, 2025

Derviş ve Ölüm // Meşa Selimoviç

Dayandığın bir şey olmayınca, dünya tuzaklarla doludur.
Benim bir yüreğim var, o da acıyla dolu şimdi. Duam, cezam, hayatım, ölümüm, hep dünyayı yaratan Allah'a; acımsa bana aittir.
Nasıl, niçin ısrarla çocukluğumu çağırdığımı bilmiyordum. Muhakkak kaçıştı bu.
Bu dünyanın talihidir iyi insanlar.
Ona göre iyilik, seyredilmeye değer, güneşin doğuşu gibi bir şeydi.
Zaman, bu yağan yağmur gibi, damla damla akıyordu. Şimdiki huzursuzluğum öncekinden daha ayrıntılıydı; zenginleşmiş, ağırlaşmış, çapraşık bir hal almıştı.
Mutsuzken bile soyluluğunu koruyabilen insanlara saygım vardır.

Derviş ve Ölüm, Meşa Selimoviç 

Yan Değiniler // Ludwig Wittgenstein

Kendine bak - kendini hiçbir zaman anlamayacaksın. Çünkü kendini bir dizi tasarım içinde görüyorsun, sonunda da dağılıp gidiyor hepsi. Çünkü...