Jean Baudrllard / Batı
Tüketimi yöneten büyülü bir düşünce, günlük yaşamı yöneten mucizevi bir zihniyettir; bu, düşüncelerin mutlak-gücüne inanç üzerine kurulu bir şey olarak tanımladığımız ilkel bir zihniyettir.
* Batıda,
- gelişme
- çağdaşlaşma
- uygarlaşma vb
şeklinde nitelendirilen tüm toplumsal/politik/ekonomik/kültürel/tarihsel/teknolojik vb
olgu, veri ve girişimlerin genel bir muhasebesini yaparak, Batının (dünyanın geri kalanına oranla)
- başarı
- üstünlük
- servet
- refah vb
olarak SUNDUĞU sonuçların, aslında büyük bir başarısızlığı simgelediğini kanıtlar.
* Üretim çağı da sona erdi!
- Doğal değer aşaması (herşey doğanın armağanı/laneti)
- Ticari değer aşaması (herşey emeğin armağanı/laneti)
- Yapısal değer aşaması (herşey gidişatın armağanı/laneti)
* Grev artık anlamsız!
- Kapital, artık her türlü grevin uzayıp gitmesine tahammül edebilecek kadar güçlü.
- Grevler artık hiçbir temel değişikliğe neden olamaz.
* Modern olarak nitelenen Batılı toplumlar, modernleşme aşamasında üretilmiş tüm kavram, kurum, değer, norm ve ölçütlerin TERSİNE DÖNMÜŞ bulunduğu bir evrende yaşıyor artık!
* Tersine döndürme sürecinde, devrimci düşünce en az burjuva dünya görüşü kadar OLUMSUZ bir rol oynamıştır.
* Simülakrlar (taklitçeler) düzeninin, değer yasası paralelinde beliren üç aşaması:
1) Kopyalama (Rönesans'tan sanayi devrimine klasik dönemi belirleyen biçim)
2) Üretim (Sanayi dönemine egemen olan biçim)
3) Simülasyon (Kodun belirlediği güncel evrede egemen biçim)
* Simülasyon evreni --> Ölü (canlılığı olmayan) düzen
Sistem, kendi ölülüğünü gizleyebilmek için ölümü günlük hayatın dışına itiyor.
* Sistem konusunda düşünce üreterek (bu düşüce %100 doğru olsa bile), sistemi değiştirmek mümkün olmaz.
Bu düzenden toplum ancak kendi kendini yok ederek kurtulabilir.
No comments:
Post a Comment