Kısacası postmodernlik, yüksek ve geç-modernlik sonrası muştulanan bir döneme ya da kara talihle sonuçlanmak üzere kehanette bulunulduğu modern bir anlatının final bölümüne tekabül etmemektedir. Postmodern dönem, modern dünya içerisinde henüz olgunlaşmamış ve hiç olgunlaşıp büyük bir anlatı hâline de gelmeyecek, hep zayıf ama sürekli kalacak bir ahvaldir.
Postmodern, Abdullah Başaran
Çünkü refleksi uyaran, tepkinin zamanla reflekse dönüşmesine yol açmış bir nesne var ortada. Üzerinde yeterince duruldu: Gecikerek modernleşmiş bir toplum, kendini üstün gören bir düşünce karşısında yetersizliğini kabul etmiş bir düşünce, yabancı idealler karşısında kendini çocuk kalmış hisseden bir kültür. Batı modellerini taklit ederek gelişmiş bir roman, bütün bunlar var. Yunanlı Gregory Jusdanis'in "gecikmiş modernlik" dediği, İranlı Daryush Shayegan'ın "fikre geç kalmış bilinç" diye tarif ettiği, Jale Parla'nın bir "yetimlik" duygusuyla açıkladığı, Orhan Koçak'ın "kaptırılmış ideal" kavramından hareketle incelediği, genellikle Batılılaşma denen bir model kayması söz konusu burada.
Kötü Çocuk Türk, Nurdan Gürbilek
Genellikle birçok tarihçinin Batılılaşma ile karıştırdıkları modernlik, Hodgson için global bir süreçtir. Ziraî medeniyetin sınırlarını aşan ilk toplum Batı olmakla birlikte, Hodgson bu gelişmenin dünya tarihi bağlamında değerlendirilmesi konusunda ısrar etmektedir. Nasıl ki sanayileşme İngiltere'de başladı diye Avrupa tarihi İngiltere tarihine indirgenemezse, dünya tarihi de sanayileşme Avrupa'dan yayıldı diye Avrupa tarihine indirgenemez" demektedir. Hodgson'a göre ziraî şartlardan kopuş kaçınılmazdı ve kopuş-er veya geç- dünyanın bir yerinde gerçekleşecekti. Eğer Batı'da gerçekleşmese Çin'de veya İslam dünyasında ortaya çıkacaktı. Eğer modernlik ilk defa İslam dünyasında ortaya çıkmış olsaydı, modern toplumdaki eşitlikçi ve kozmopolit eğilimler bugünkünden daha ileri bir seviyede olacaktı.
Dünya Tarihini Yeniden Düşünmek, Marshall G. S. Hodgson
Kelimenin kökeni Latince saecul'dür ve "uzun tarih dilimi" anlamına gelmektedir. Daha sonraları "çağa ait olan" anlamına gelen saecularis biçimini kazanmıştır; (dolayısıyla sekülerleşmenin Türkçedeki başka bir karşılığı olan çağdaşlaşma, bu anlamda ele alınmalıdır) Secaular kelimesinin orta ve geç Lâtincede kazandığı "ebediyetin zıttı" anlamıdır. Bu durum, modern kelimesini değerlendirirken tekrar, ama dönüşmüş bir biçimde karşımıza çıkacaktır.
Modernlik, Ahmet Demirhan
"İngiliz burjuva devrimi öncelikle endüstriyeldi, Fransız burjuva devrimi ise öncelikle politikti, geç modernlik ülkesi olan Almanyada ise burjuva devrimi öncelikle poetik kültürel bir devrimdi."
No comments:
Post a Comment