Monday, June 30, 2025

Minima Moralia // Theodor W. Adorno

İhlâle dönüşmüş düşünceden gelir bela, evrensele kısa yoldan ulaşmak amacıyla nüfuz edilmez olanı çiğneyen düşünceden - oysa evrensel de içeriğini sadece o nüfuz edilmezlikte buluyordur, değişik nesneler arasındaki soyut denkliklerde değil. Şu bile söylenebilir: Hakikatin kendisi de tikelde oyalanmanın temposuna, sabrına ve ısrarına bağlıdır: Önce kendini orada tümüyle yitirmeden tikelin ötesine geçen, seyrine dalma suçunu işlemeksizin yargılamaya girişen düşünce, sonunda kendini boşlukta yitirir.

Minima Moralia, Theodor W. Adorno 

Sunday, June 29, 2025

Samuel Beckett

 

Kim anlatacak öyküsünü
yaşlı adamın?
tartacak bir terazide
yokluğu?
ölçecek eksikliği
bir cetvelle?
sayılara dökecek
dünyadaki acıları?
sözcüklerle tutuklayacak
hiçliği?
Samuel Beckett

Saturday, June 28, 2025

Henri Michaux

(Henri Michaux'nun sözleriyle, sanatçı "hiçbir iz bırakmama
yönündeki temel itkiye var gücüyle direnen" kişidir.)
Hindu yenebilir bir ot olsaydı inek kesinlikle onu yiyip geviş getirirdi.
Asya'da Bir Barbar, Henri Michaux
''... j'ai vu l'eau que se retient de couler.''
''... akmamak için kendini tutan suyu gördüm.''

Sihir Diyarında, Henri Michaux 

Friday, June 27, 2025

Adonis

ADONIS
* nedir düş?
hayale lâyık olabilmek için
gerçekliğin yükselişi.
* nedir mutluluk?
dilin kıyısındaki bir mezarlıkta
mezar taşı.
* nedir umut?
betimlemek ölümü
hayatın diliyle.
* nedir toprak?
bedenin geleceği.
* nedir gözyaşı?
bedenin kaybettiği savaş.
* nedir umutsuzluk?
hayatı ölümün diliyle betimlemek.
* nedir toz?
rüzgârın dengi ve en büyük rakibi.
* nedir ufuk?
sınırsızca devingen uzay.
* nedir rastlantı?
farkında olmadan
ellerine düşen
rüzgârın ağacındaki meyve.
* nedir gül?
koparılmak için yetiştirilen baş.
* nedir gerçek?
resmetmek suyun endâmını
ya da ışığın yüzünü.
* nedir gök?
daha çıkmadan
kırılan merdiven.
* nedir gece?
bir peçe
güneşin yüzüne taktığı.
* nedir güzellik?
bir biçim ki, onu gördüğünde görürsün
ardındaki sırrı
bazen de ardındaki tanrıyı görürsün.
* nedir dostluk?
ikinci bir güneş.
* nedir çıplaklık?
bedenin fatihası.
* nedir iz?
yürümeyi kesen ayak.
* nedir ömür?
karanlığa doğru
hiç durmayan yolculuk.
* nedir yüz?
gözyaşının göçü için en yakın liman.
* nedir gündüz?
güneş ışınlarının en geniş kafesi.
* nedir çöl?
kum falı
okumaktan
bıkmayan
falcı kadın.
*nedir kum?
sürekli okuru tek bir romanın:
rüzgârın.
* nedir sır?
bir kapalı kap
açtığında kırılan.
* nedir kanat?
uzayın kulağında fısıltı.
*nedir kafes?
içi boş doluluk
* nedir şans?
vaktin elindeki zar.
* nedir düş?
bıkmayan bir aç
gerçekliğin kapısını çalmaktan.
* nedir merkez?
tüm uçların ucu.
* nedir su?
ateşin cehennemi.
* nedir mecaz?
kelimelerin göğüslerinde
çırpan kanatlar.
* nedir yaratı?
rastlantının elinde yüzük.
* nedir anlam?
anlamsızlığın başı
ve sonu. 

Thursday, June 26, 2025

Gezegen // Sinem Sal

Başımıza kağıttan taçlar getirdiler. Önlerimizde eğildiler.
Önlerimizde eğildiklerinde, yükseldiğimizi sandık.
Dedik: “Kavmin başına gelen, bizim başımızadır” Dediler: “Kavmin başına gelen, bizim başımızadır.”
Dedik: “Biz yürüdüğümüz yolları unuttuk.” Dediler: “Biz yürüdüğümüz yolları unuttuk.”
Dedik: “İçinizde kalp sahibi biri varsa bizden değildir artık.” Dediler: “İçimizde kalp sahibi biri yoktur.”
Eğildiler.
Gezegen dönmeye başladı.

Sinem Sal  

Wednesday, June 25, 2025

Yengeç // Edip Cansever




Ben ki yengeçleri bilirim daha çok. Birini
Yıllar var unutamadım
Dönüp duruyordu bir taşın etrafında
Sanki bir hırçınlıktan damıtılmış ya da bir sıkıntıdan
Ve geçer gibiydi tekrar bir başka sıkıntıya
Gömüldü kumlara iyice, şöyle bakındı
Gördüm kendi büyüsüyle keserken kıskacını
O gün bugündür anladım ağrıyı, taşıdım da.
...
Belli ki bir yol bulmuştur yengeç
Kumlardan değil, kendinden gidilen bir yol
Ne var ki, rüzgar ileri olduğu için külden
Ölümden önce geldiği içindir ki sezgi
Duyar insan bu gereksiz yüzgeçleri
İki gök arasında kımıldayan
Tanımazsa da kendini bir başkasının düşü gibi.
Üç kişiyle başka türlü konuşulur, bir kişiyle
Kendini açıklar insan
Bir vahşet gibi de olsa yaratılır orada umut
Hızlı bir ibreye döner yürekse
Yaşamını içerirken bir yandan
İşler ölümünü de.

Edip Cansever 

Tuesday, June 24, 2025

Evet Ama, Bir Lokomotif Bunu Yapabilir mi Bakalım? // Woody Allen

Evet Ama, Bir Lokomotif Bunu Yapabilir mi Bakalım?
Woody Allen
Kulak da iyi eğitilmelidir; çünkü kulağımız en kolay aldanan organımızdır.
Çağdaş insan huzursuzdur. Kendini bir sadakatsizlik fırtınası içinde görmektedir.
Bugünlerde buna moda deyimiyle "yabancılaşma" deniliyor.
Ruhsal inanç yokluğu çekiyoruz. Evrenin ortasında acı çekmeye bırakılmış gibiyiz. Şansımız var ki, yine de düşünme yeteneğimizi yitirmiş durumda değiliz. Özetlemek gerekirse, gelecek, bazı iyi olanaklara gebe... ama tabii, bizim düşmemiz için kazılmış ve üzeri örtülmüş çukurlara da gebe! Asıl sorun; bu olanakları nasıl değerlendirebiliriz, bu çukurlardan nasıl kurtulabiliriz ve nasıl altıya kadar eve dönebiliriz?
Dünya toplumu bugünlerde çok hoşgörülü bir toplum oldu. Pornografi hiç bu kadar yaygınlaşmamıştı. Hele bazı filmler! Ne kadar kötü çekilmişler!
Tanrısız insan, teknolojiyi tanrı yapmıştır.
Bilim bize peyniri nasıl pastörize edeceğimizi öğretti; ama ya Hidrojen Bombası? İnsan sonsuzluğun soruları karşısında bunaldığı zaman bilim nerede?
Asla tüm yanıtları öğrenemeyeceğiz.
Tanrı öldü. Polis buradaydı az önce. Seni arıyorlar. Bir varoluşçunun işi olduğunu düşünüyorlar.

Kişisel zevk ve seçeneklerimiz hak­kında konuştuk ve ikimizin de aynı bakteriden hoşlandığını keş­fettik. 

Monday, June 23, 2025

Mutsuzluk // Henri Michaux

Mutsuzluk, büyük çiftçim,
Mutsuzluk, gel otur şöyle...
Dinlen hele bir.
Dinlenelim biraz olsun, sen de ben de
Dinlen,
Gelip beni buluyor, yoklayıp sınıyorsun ve kanıtlıyorsun ki
Ben senin yıkıntınım.
Büyük tiyatrom, limanım, ocağım.
Altın mahzenim benim.
Geleceğim, gerçek anam, çevrenim.
Işığına, bolluğuna, iğrençliğine.
Salıyorum kendimi işte.

Henri Michaux 

Sunday, June 22, 2025

Saturday, June 21, 2025

Gösteri Toplumu // Guy Debord

Gösteri Toplumu // Guy Debord
Hiç kimsenin artık diğerleri tarafından tanınamadığı bir toplumda, her birey kendi gerçekliğini tanıyamaz hâle gelir.
Gösteri ayrı olanı birleştirir ama ayrı olarak birleştirir.
(Gösteri) Felsefeyi gerçekleştirmez, gerçekliği felsefeleştirir.
Spekülatif evrende değerini yitirmiş olan şey, herkesin somut yaşamıdır.
Gerçek anlamda altüst edilmiş dünyada doğru, bir yanlışlık ânıdır.
Gösteri toplumunun hakikati, toplumun yadsınmasından başka bir şey değildir.
Çağımızın... tasviri nesneye, kopyayı aslına, temsili gerçekliğe,
dış görünüşü öze tercih ettiğinden kuşku yoktur... Çağımız için kutsal olan tek şey yanılsama, kutsal olmayan tek şey ise hakikattir... Dahası, hakikat azaldıkça ve yanılsama çoğaldıkça çağımızın gözünde kutsal olanın değeri artar.
Gösteri, uyuma arzusundan başka bir şey ifade etmeyen, zincire vurulmuş modern toplumun gördüğü kötü düştür. Gösteri, bu uykunun bekçisidir.
Gösteri, kendi kendisinin ürünüdür ve kurallarını kendisi koyar: O bir sahte-kutsaldır.

Gerek enformasyon ya da propaganda, gerekse reklam ya da doğrudan eğlence tüketimi biçiminde olsun bütün özel biçimleriyle gösteri, toplumsal olarak hâkim olan yaşamın mevcut model'ini oluşturmaktadır. 

Arnavut İnadı / Fıkra

Arnavut inadı mı demişler, buyrun..

İki araba dar bir yolda karşılaşır. Birinden birisinin yol vermesi geri gitmesi gerekiyordur.
Arabanın içinde oturan Arnavut'un teki kitap açar okumaya başlar. Biraz zaman geçer, diğer arabadaki Arnavut arabadan iner gelir karşısındakinin camını tıklar.. der ki ;
Bitirdikten sonra bana ver ben de okuyacağım.

Friday, June 20, 2025

Zaman // Guy Debord




Zamandan başka bize ait hiçbir şey yok. Zamanın tadını tam da yeri yurdu olmayanlar çıkarır zaten.

Guy Debord

Sokaklar // Roger Waters

"Ne zaman bir erkek, bir kadın ya da çocuk sokaklara çıksa ve insan hakları için, kaderini tayin etmek için, demokrasi için ayaklansa dünyanın geri kalanları ona borçlanır."

Roger Waters

Thursday, June 19, 2025

Sürrealist Manifestolar // Andre Breton




Yaşımız ilerledikce tapınılası belirsizliklerden oluşan yapının biraz daha ustalıkla örülmesi gerekir ve biz hala bu tür bir örümceği bekleme aşamasındayız…
Sürrealist Manifestolar, Andre Breton

Sayfa 14 

Wednesday, June 18, 2025

Biricik ve Mülkiyeti // Max Stirner

Benim Hiç’im gözle görünen, elle tutulan bir Varlıktır. Üstelik kırıcı olan bu Hiç, vakumu dolduracak kadar da yapıcıdır. Dünya benim dünyamdır, gerisi yalan. Hiçbir amacım yok benim, neredeyse bir bitki kadar yalın ve yaşam doluyum. Ancak benim bir mülkiyet düşkünü olduğumu sanmayın -bunu da ısrarla söylüyorum.
Her düşkünlük beni tiksindirir. Meselemi Hiç’e bıraktığım için, hiçbir tutku umurumda değil. Ben tutkuların kölesi değil, efendisiyim. Beni var eden benim, çünkü benim nedenim benim. Kimse benden sorumlu değil ve kimseden de ben sorumlu değilim. Bununla özgür olduğumu söylemiyorum, özgürlük kölelerin bir arzu ve tutkusudur, ben özgürlüğün nesnesi olacak kadar nesneci değilim. Özgürlük benimle birlikte doğdu ama ben başkaları gibi özgür olmaya mahkum değilim. Ben özgürlükten de arındım. Ben Biricik’im.
Mülkiyetimde olmayan tek şey ölümdür. Bir boşluk olan şu evreni ancak kendimle doldururum, çünkü ben, Hiç’im derken boş olduğumu asla söylemedim. Bizzat yaratıcı bir hiçim, bir yaratıcı olarak her şeyi yaratan bir hiç. -bunda ısrarlıyım.
Biricik bir sözcüktür ve bir sözcüğün altında düşünülecek bir şey olmalıdır, bir sözcük düşünce içermelidir. Oysa biricik düşüncesiz bir sözcüktür, düşünce içermez.
İdeal tahakkümsüzlük, olsa olsa, ideal özgürlük gibi bir saplantıdır.
Hiçbir şey özgünlüğümü aşamaz!

Max Stirner 

Tuesday, June 17, 2025

Castro / Muhammed Ali




Alt tarafı bir iş işte bu. Otlar büyür, kuşlar uçar, dalgalar kumları yalar. Ben de insanları döverim.

O kadar hızlıyım ki, odamda ışığı söndürmeye kalktığımda, ışık sönmeden oturduğum yere dönebiliyorum.
Muhammed Ali
Sosyalizmin başarısızlığından bahsediyorlar. Peki kapitalizmin Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki başarısı nerede?
Eğer büyük kitleleri ikna edebilmişse, fikirler silahlara ihtiyaç duymaz.
Alt tarafı bir iş işte bu. Otlar büyür, kuşlar uçar, dalgalar kumları yalar. Ben de insanları döverim.
O kadar hızlıyım ki, odamda ışığı söndürmeye kalktığımda, ışık sönmeden oturduğum yere dönebiliyorum.
Muhammed Ali
Sosyalizmin başarısızlığından bahsediyorlar. Peki kapitalizmin Afrika, Asya ve Latin Amerika'daki başarısı nerede?
Eğer büyük kitleleri ikna edebilmişse, fikirler silahlara ihtiyaç duymaz.
Fidel Castro
Fidel Castro

Görme Biçimleri // John Berger




Görme Biçimleri // John Berger
Yüzler, giysilere uyan birer maskeye dönüşmüştür. Bugün bu gelişmenin son evresini sıradan siyaset adamlarının televizyondaki kukla görüntülerinde izleyebiliriz.
Yapıt ne denli imgelem yüklü olursa biz de sanatçının görünenleri algılayışına o denli derinden katılırız.
Yeniden canlandırma yolları, hemen hemen her zaman hiçbir şeyin değişmediği yanılsamasını güçlendirmek için kullanılmıştır.
Geçmişin tüm sanatı bugün siyasal bir sorun olarak karşımızdadır.
Uyumlu bir kaynaşma, unutulmaz karşıtlık, genişliğin ve güçlülüğün doruğu gibi terimler imgenin uyandırdığı duyguları, yaşanmış yaşantılar düzeyinden soğuk “sanat değerlendirmesi” düzeyine indirgiyor. Çatışma tümüyle ortadan kalkıyor. İnsan, değişmez “insanlık durumu”yla baş başa kalıyor; resim de harika yapılmış bir sanat nesnesi olup çıkıyor.

Görme, sözcüklerden önce gelir. Eklenen sözün imgeyi nasıl değiştirdiğini açıklayabilmek güç, ama değiştirdiği kuşkusuz. Artık imge sözü aydınlatıyor. 

Monday, June 16, 2025

İyileşme // Jung

kendi dünyanızın
herhangi bir yerinde değilse,
başka nerede bulursunuz iyileşme umudunuzu?

Jung 

Sunday, June 15, 2025

Bakışlar




"Bakışlarımın çok derin ve keskin olduğu kanısındayım."

Şeytana Satılan Ruh // Baudrillard




Yüzünü her zaman ustalıkla maskeleyebilmiş Şeytan, modern uygarlıkta yine kendine yakışan kusursuz kıyafeti seçiyor.
Şeytanın bu sefer bizlere hazırladığı tuzak, çektiği son numara, gerçekle kurduğumuz hayalî ilişkiler ağında aranmalıdır. Sadece bir süreliğine coşkuyla kendimizden geçiyoruz, fakat ardından benliğimizi kötülüğün mutsuzluk sarmalına doladıkça dolayan "gerçekler" yığını, tepetaklak edilmiş bir dünyayı gözler önüne seriyor. İnsan benliği dünya adlı dev ekrana yansıyan zavallı görüntüsünü izlemekten mutsuz! Bu görüntüler arasında kendi ölümünün peşinde koşan modern sanat, sinema, fotoğraf, bilgi, iletişim, internet, her türlü politik cambazlık ve sayısız ideolojik tatmin nesnesi şeytanın kazdığı çukuru daha da derinleştiriyor.
Şeytan, her şeyi verirmiş gibi yaptığı sırada aslında her şeyi alıp götürüyor. Bu oyunda kimse özgür değildir, herkes akıldışı bir performansla aynı anda hem köle hem de efendidir. İnsanı gönüllü bir köle olarak seyretmek şeytanı mutlu kılıyor. Efendilik mücadelesinde bir an olsun taviz vermeyen Şeytan, en çok bu oyunu seviyor...

Baudrillard, bu kitabında şeytanın avukatlığını üstleniyor. En azından bu tehlikeli mesleğe soyunacak kadar cesur ve kaleyi içten fethedecek kadar sarsıcı... 

Saturday, June 14, 2025

Octavio Paz

Yaşama noktası, birbirini yoksayan ve içimde buluşan iki bakışın kesişmesindeki keskin, sessiz nokta. Antlaşma mı? Saf uzamım ben, bir savaş alanı. Gövdemin içinden, diğer gövdemi görürüm. Taş kıvılcım saçar. Güneş gözlerimi yarıp çıkarır. İki yıldız boş göz yuvalarımda kırmızı tüylerini düzeltirler. Görkem, kanatların sarmalı ve bir vahşi gaga. Ve şimdi gözlerim başlar şarkıya. İlgilen bu şarkıyla, kendini ateşe at.

Octavio Paz 

Friday, June 13, 2025

Kafka // Kant

Herkes kendi başına mıdır, kendine kaybedip, kendine mi kazanır?

En iyiyi ararken iyiyi kaybedebiliyorsunuz.
Bu dünyadaki engeller büyüktür, hedefler büyüdükçe bunlar da büyür.
Franz Kafka
Bir kuş hava direnci olmazsa daha iyi uçacağını düşünür.
Dünyayı bilmek isteyen, onu önce kurmak zorundadır, hem de kendi içinde.
Doğanın tarihi iyilikle başlar, çünkü Tanrı'nın eseridir; ama özgürlüğün tarihi kötülüklerle başlar, çünkü insanın eseridir.
Immanuel Kant

Thursday, June 12, 2025

Kahkaha Benden Yana // Soren Kierkegaard

Kendimi bütünüyle anlamaktan hâlâ çok uzak olmama rağmen, (senin), (kişiliğin) önemine duyduğum derin saygıyla, kendi kişiliğimi korumaya çalıştım...
Bakışlar ruhun yorumcusudur.
Gariptir, mutlulukla mutsuzluk farklı olmasına rağmen, bazen suskunluğu dilemekte birleşirler.
Devrim çağı bir eylem çağıdır; bizimkisi reklam ve tanıtım çağı. Hiçbir şeyin olduğu yok, fakat her yerde anında reklam var.
Tanrı gizliden görür ve sıkıntıyı bilir ve gözyaşlarını sayar ve hiçbir şeyi unutmaz.
Yaşamın bize verdikleriyle ilgili her şeyi olduğu gibi kabul edip yaygara koparmamak daha iyi.
Yani insan durmadan yürürse, her şey yoluna girer.

Kahkaha Benden Yana, Soren Kierkegaard 

Wednesday, June 11, 2025

Moda // Baudrillard

Baudrillard - Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm
Moda: Ölüm ve malum modernliğin elinden anlamsızlığını alan şeydir.

Moda öyle vahşi bir şeydir ki hiçbir yasaklama onu ortadan kaldıramamaktadır. Çünkü tek arzusu anlama bir son vermek ve kendine özgü göstergeler içine dalarak ortadan kaybolmak, gelişigüzel, anlık bir toplumsallaşmadır. 

Tuesday, June 10, 2025

Antonin Artaud




Bazı bilinçler vardır ki, kimi günler, basit bir çelişki yüzünden kendilerini öldürebilirler, ve bunun için de deli, saptanmış ve kataloğa girmiş deli olmak gerekmez, tersine, sağlıklı olmak ve aklı kendi tarafında bulundurmak yeterlidir.
İnsanlar aslında genellikle cehennemden çıkmak için yazmıştır, ya da resim yapmıştır, heykel yapmıştır, taslak yapmıştır, kurmuştur, bulmuştur.
Van Gogh, Antonin Artaud
Sanki sürekli alçalıyor gerçekliğin normal düzeyi.
Güzel ile çirkinin, iyi ile kötünün arasına yerleşiyorum. Askıda bırakıyorum kendimi; hiçbir yana eğilim göstermeden, yansız; iyilerin ve kötülerin kışkırtmalarının kurduğu dengenin kurbanıyım.
Benliğin köşesinde büyük bir sarsıntıya tutulmak, gerçek dünyanın parçalarına karşı gerçekdışının aydınlık bölgesinde.
Yaşam, bir nesne, bir biçim değildi bende;
bir dizi mantık yürütmeydi yalnızca.

Yaşayan Mumya, Antonin Artaud 

Monday, June 9, 2025

Sessiz Oyun // René Char

 

Gülmek istersen,
Bağlılığını sun,
Silahlarını değil.
Ender anlar için yaratıldın.
Değiş, kaybol pişman olmaksızın
İsteğine uyarak o tatlı acımasızlığın.
Parça parça sürdürüyor yokoluşunu dünya
Kesintiye uğramadan,
Yanılmadan.
Sessiz Oyun, René Char

Sunday, June 8, 2025

Evrensellik ve Kimlik Siyaseti // Todd McGowan

Evrensellik ve Kimlik Siyaseti // Todd McGowan

Evrenselliği kabul etmek, ötekinin kendine yabancılaşmasında bizim de kendimize yabancılaştığımızı kabul etmeye dayanır.
Evrensel, her öznede öznenin kendisi için bile bilinmeyen olarak kalan şey yoluyla dokunur.
Evrensellik bize düşmanı olmayan bir siyaset sağlar çünkü bizi aidiyet yanılsamamızdan yoksun bırakır.
Evrensel, bir düşmana değil, bir sınıra karşı mücadele eder, bu yüzdendir ki evrensel mücadeleler muarızlarının evrensel mücadelenin tarafına geçmesini asla dışlamaz. Evrenselin muhalifleri düşman değil, henüz yelkenleri suya indirmemiş potansiyel müttefiklerdir. Evrensel mücadelenin zorunlu bir muhalefeti yoktur, ama karşılaştığı sınır, dolayısıyla mücadelenin kendisi zorunludur.
Evrenselin gerçekleşmemesi evrenselliğin kendisi için asli bir öğedir. Büsbütün gerçekleşmiş bir evrenselin yokluğu evrenselliğin özüdür çünkü bu durum hâkimiyet kurmadaki başarısızlığın neticesidir. Evrensel, tam aidiyet imkânsızlığının bir başka adıdır. Sonuçta, evrenselliğe onu gerçekleştirme mücadelesiyle erişiriz, onun ilerideki gerçekliği hakkında beyanlarda bulunarak değil.
Evrenselliği tam kapsama vaadiyle özdeşleştirmek, evrenselliğin namevcudiyetini bir mevcudiyete dönüştürerek ona ihanet etmek demektir (bu mevcudiyeti geleceğe ertelesek bile bu yine de bir ihanettir). Bir mevcudiyet olarak evrensel, evrensel olmaktan çıkar zira ister istemez tikelleşir.

Saturday, June 7, 2025

Wittgenstein / Leibniz

Sizin için tek yaptığı bazı güç mantık soruları, vs. hakkında kendinizi nispeten makul bir biçimde ifade edebilmenizi mümkün kılmaksa, bu da günlük yaşamın önemli konuları hakkında düşünme tarzınızı geliştirmiyor ve bu gibi insanların kendi amaçları için kullandıkları tehlikeli ifadelerin kullanımına ilişkin olarak sizi herhangi bir gazeteciden daha bilinçli kılmıyorsa, felsefe çalışmanın ne faydası var?

Ludwig Wittgenstein- Mektuplar
İnsanlar kuramsız basit bir pratiği olan ampirik doktorlar gibidirler; eylemlerimizin dörtte üçünde salt ampiriğizdir.
Leibniz

Friday, June 6, 2025

Sosyoloji Meseleleri // Pierre Bourdieu

Kendi zevkine uygun bir şeyi keşfetmek, kendi kendini keşfetmektir. Ne istediğini, ne söylemek isteyip de söyleyemediğini ve dolayısıyla da ne bilmediğini keşfetmektir.

Sosyoloji Meseleleri // Pierre Bourdieu 

Thursday, June 5, 2025

Pierre Bourdieu

Kötünün iyisini seçmeyi reddediyorum.

Özgürlük verili bir şey değildir, bir fetihtir; kolektif bir fetih.
Var olmayı istemek ve ne olacağını tercih etmeyi istemek, öncellikle, kendi tercih etmediğin şeyi olmamayı istemektir.
Sanat, toplumsal dünyanın inkâr edildiği en mükemmel yerlerden biridir.
Eğitim sisteminin kullanıcıları olarak öğrenciler, aynı zamanda bu sistemin birer ürünüdürler... Eğitim kurumu bizzat öğretme koşulları aracılığıyla burjuva ailesinin etkinliğini ikiye katlar.
Hakiki sınıf, eğer gerçekten de mevcudiyet kazanmışsa, harekete geçirilmiş bir sınıftır. (Burada, ortasınıfın tüketim yönünde harekete geçirildiğinden bahsedilebilir mi acaba?)
Kısaca sosyoloji, şeyleri doğallık illüzyonundan çıkardığı gibi, onları kader olmaktan da çıkarır.
Pierre Bourdieu

Wednesday, June 4, 2025

J. P. Sartre (Gaia Dergi)




“Varoluş, özden önce gelir” mottosu, Jean-Paul Sartre’ın varoluşçuluk (egzistansiyalizm) felsefesinin ana fikirlerinden sadece biridir. Öyle ki Sartre’ın felsefesini anlattığı konuşmalardan derlenen Varoluşçuluk isimli kitabında, ‘Hristiyan varoluşçular’ ile ‘Ateist varoluşçular’ın birleştiği motto olduğunu söyler.

Öz, bir nesnenin özelliklerinin değişmez bir bütünüdür, yani insanda öz denen şey kalıtımdır. Varoluş ise evrenin içinde gerçek olarak bulunuşudur bu da insanın düşünceleri, yaptıkları, yapamadıklarıyla kendini gerçekleştirmesidir. Sartre’a göre insanın bir tasarlanma amacı yoktur. Kağıt makasının aksine insan neye yarayacağını bilmeden dünyaya gelir ve varoluşunu, kendisini herhangi bir öze bağlamadan kendisi var eder. Yani insan, önce var olur, sonra da özünü yaratır. Nesnelerde olanın aksine; insan özü, işlevi ve işleyişi kendi var oluşundan önce belirlenmemiştir. Kişinin kendi belirlenimi dışında olan unsurlar; özler bireyi boğan, bireyi belli bir kalıba veya şablona uymaya zorlayan şeylerdir. (Gaia Dergi))
Ben değilim... O da değilim, bu da değilim... Hiçbir zaman bir şey olmadım! Ama onlar gene de sizi kendi keyiflerince nitelendirip bir kutuya koyarlar.
Beni
koruyan şey sağlam ahlâkım oldu!
Onu olduğu gibi seviyorum.
Yeniden kendimizi hissedebilmek istiyoruz. İçten ve yoğun bir duygu bizi kurtaracak.
J. P. Sartre

Tuesday, June 3, 2025

Toza Sor // John Fante

Tanrım, artık bir ateist olduğum için beni bağışla, ama "Nietzsche"yi okudun mu? Ne kitap! Ulu Tanrım, sana karşı dürüst olacağım. Bir teklifte bulunacağım sana, benden büyük bir yazar yarat kiliseye döneyim ve lütfen Tanrım bir ricam daha olacak: annemi mutlu kıl. İhtiyar o kadar önemli değil onun şarabı var ve sıhhati yerinde ama annem her şeye kaygılanır Amin.

Toza Sor // John Fante  

Monday, June 2, 2025

Kendileriyle Savaşanlar / Holderlin // Stefan Zweig

 Bütün canlılar akraban değil mi senin,

Kader kendi eliyle beslemiyor mu seni?
Öyleyse, dolaş dur savunmasızca
Hayatın içinde ve hiçbir şeyden korkma!
Olan her şey, kutlu olsun sana.
Hölderlin
İlk andan iti­baren Hölderlin, hayatının yönünü kararlı bir şekil­de sonsuzluğa, çarpıp parçalanacağı o erişilmez kıyıya çe­virmiştir. Hiçbir şey onu bu görünmez çağrıya yıkıcı bir sadakatle uymaktan alıkoyamaz.
"Sığ bir kalple mutlu olmanın" daha kolay olduğunu bilir, sonsuza kadar "hayatın zevkleri konusunda amatör" kalacağını bilir.
Hölderlin gururlu olmadan çevreyle arasına görünmez bir mesafe koymayı başarıyordu...
Günün birinde ses­sizce yatağa uzanıp öldüğünde, bu sessiz gidiş Alman dün­yasında bir sonbahar yaprağının salınarak yere süzülmesinden daha fazla bir ses çıkarmamıştır. Ustalar onu yıpranmış bir elbise içinde mezara taşıdılar, yazdığı binler­ce sayfa heba edildi ya da özensiz saklandı ve sonra on­larca yıl kütüphane raflarında tozlanmaya bırakıldı. Bütün bir kuşak, o kutsal koronun bu son ve en saf çocuğunun kahramanlık dolu mesajından mahrum kaldı.
Hölderlin, Kleist ve Nietzsche, hayatın sınırlarını ateşli bir şekilde zorlayan, biçimlere zorbaca sızan ve aşırı bir esrime içinde kendini yok eden bu Promet­heusvari varlığın pençesindedirler.
Kendileriyle Savaşanlar
Stefan Zweig

Sunday, June 1, 2025

Frederich Holderlin

Başkalarından daha kolay yok edilebilir olduğumdan, benim üzerimde yıkıcı etkisi olan şeylere üstünlük sağlayabilmek için daha çok çaba harcamam gerektiğine inanıyorum.
Altüst olacak, umutsuzluktan öleceğini sanacaksın, ama, iç dünyan seni yine kurtaracak.
Kafa adamları var, insan yok; din adamları var, insan yok; efendiler, köleler, gençler ve ağır başlı kişiler dolu; insan yok...
Yaşama bakıyorum, nedir her şeyin sonu?
Hiç.
Düşte yükseliyorum, nedir her şeyin en yükseği?
Hiç.
Çocuk, insanların bukalemun rengine bürünmediği sürece tanrısal bir varlıktır.
Sevgi tabiatın en başarılı, en tanrısal güzellik taşıyan eseri! Hayata adım atmakla başlayan basamakların hepsi de oraya çıkarıyor. Gelişimiz oradan, gidişimiz yine oraya.
Gerçek acı, coşturucudur. Güçsüzlüğünü ayaklarının altına alan insan yükselir. Özgürlüğü ruhun acısında duymamız, ne denli güzel şeydir!
İnsanlar bitki mutluluğuyla başladılar ve yetiştiler, olgunlaşana kadar. O andan itibaren durmaksızın bozuldular, içten ve dıştan, ta ki şimdi insan soyu dağılıp bir kaos gibi karışıncaya, hissedip gören herkesin başı dönünceye dek.
Ama uyanma vakti de güzeldir; yeter ki vaktinden önce uyandırılmayalım.
İnsan yeryüzünde şairane oturur.

Frederich Holderlin 

Yan Değiniler // Ludwig Wittgenstein

Kendine bak - kendini hiçbir zaman anlamayacaksın. Çünkü kendini bir dizi tasarım içinde görüyorsun, sonunda da dağılıp gidiyor hepsi. Çünkü...