Friday, March 28, 2025

Özgürlük ve Burjuva Şair

"Özgürlük, eylemlerindeki güdünün, gerekliliğin bilincine varmaktır. Bu bilinç iç gözlemle değil, yasalarını açıkça ortaya koyan ve insana bunları bilinçle kullanma amacını veren gerçeklikle savaşım yoluyla kazanılır."

"Burjuva şair özgürlüğün koşulu olan yalnızlığı, katlanılmaz ve zorlayıcı bulur. Yeryüzündeki ve evrendeki yaşantısını her gün biraz daha tatsız hisseder. Özgürlüğünde bile bir bağımlılık, tutukluluk vardır. Toplumsal olan (Dünya-İnsanlık ilişkisine dair olan) her şeyi ruhundan atar; ruhunun kendisini ufacık, bomboş ve güvensiz bırakarak söndüğünü görür."

Thursday, March 27, 2025

Sessizliğin Anarşisi // Işık Ergüden

Işık Ergüden / Sessizliğin Anarşisi

Gerçekliği, gerçek olduğu için sevmek, bu nedenle ondan nefret etmek; burada, şimdi, yaşı­yor olmanın, intihar etmemiş olmanın anlamı. Yer­yüzü ve insan, güzel ya da iyi olmanın ötesinde, öncesinde, var, kabulü zor ama böyle.
Bu katliam çağında, onca yıkımın ardından dünyaya gelmiş olmak, yaşıyor olmak, sürekli kan kaybetmektir. Birileri her gün işkence makinesini döndürmeye, ötekiler bu çarklardaki yerlerini al­maya gönüllü ve zorunlu olarak gidiyorsa, yazı, ancak bir cerahat gibi akabilir ve bir irin gibi yapı­şıp kalabilir yazanın yüzüne.
İntihar et­miyor ve yaşıyorsak; hayatlarımızı iyi ve kötü, doğ­ru ve yanlış gibi estetik, etik kategorilerle değil, kötünün kötüsü, yanlışın yanlışı gibi “alt” kategorilerle ifade ediyorsak; ve yaşadıklarımız ancak bir öfke yığını olarak içimizde birikirken, üstüne üstlük ayakta kalmamızı sevgilerimizden çok öfkelerimize borçlu olduğumuzu da fark ediyorsak... belki de tüm bu farkındalığımızdır, yıkıcılığımıza etik ve estetik bir değer katabilen.
Söz yaratmaktan yazı yaratmaya, yazı yarat­maktan görüntü yaratmaya geçiş ve iç boşaltma; herkes hem röntgenci (izleyen) hem de teşhirci (izlenen) artık.
Söz, yüz yüze ilişkinin, varlıklarıyla, vücutlarıyla, arzularıyla karşı karşıya gelen insanların diya­loğu olarak hayatın kendisiydi; bir yaşama sanatıy­dı diyalog. Sözden yazıya eksilerek geçti insan.

Tuesday, March 25, 2025

Jim Jarmush

“Hiçbir şey orijinal değildir. Hayalgücünüzü gazlayan, sizi ilhamla titreştiren heryerden çalın. Eski filmlerden, yeni filmlerden, müzikten, kitaplardan, resimlerden, fotoğraflardan, şiirlerden, rüyalardan, rastgele sohbetlerden, mimariden, köprülerden, tabelalardan, ağaçlardan, bulutlardan, sulak havzalardan, ışık ve gölgelerden beslenin. Sadece ve sadece ruhunuza seslenen şeyleri malzeme alın. Bunu yaparsanız işiniz (ve hırsızlığınız) özgün olur. Özgünlük paha biçilmez, orijinallik safsatadır. Bunları yaptıktan sonra da hırsızlığınızı saklamakla uğraşmayın, tam tersine değerini bilin. Jan-Luc Godard’ın “Nerden aldığınız değil, nereye götürdüğünüz önemlidir.” sözünü hep aklınızda tutun.”

Jim Jarmush—

Rizom // Deleuze / Guattari

"Bu radikal felsefe izlencesinin en açık biçimiyle Guattari ile birlikte geliştirdikleri “köksap” (rhisome) kavramında dile geldiği söylenebilir.

Köksap, bir özneye ya da nesneye sabitlenebilen, ama buna karşın hiçbir birliği ve bütünlüğü olmayan bir çokluktur. Sabit bir düzeni ya da türdeşliği olmamasına karşın, köksapın herhangi bir noktası herhangi bir başka noktasıyla bağlantılı olabilir, daha doğrusu olmak zorundadır.
Şu ya da bu noktasından kırılabilir ya da kopabilir, ancak eski bağlantılar yeniden sap verecek, ayrıca yeni bağlantılar da ortaya çıkacaktır. Bu anlamda köksapın bağlantılarının hep bir haritası olmasına karşı yapısal ya da belli bir kökene bağlı bir oluşumu, oluşturulma mantığı yoktur.
Dolayısıyla köksap bir model olmak yerine, karşılaşmaların önünü açan, felsefeyi bir harita bilgisine dönüştüren bir uçuş hattıdır daha çok."

Monday, March 24, 2025

Van Gogh // Artonin Artaud

Sen de zavallı Van Gogh gibi misin, artık düşünmüyorsun, ama her gün daha yakından müthiş içsel kaynamalar yönetmektesin.

Ve nedir sahici bir deli?
insan onurunun yüce bir fikrine karşı davranmaktansa, toplumsal olarak anlaşıldığı anlamda deli olmayı tercih etmiş insandır.
Van Gogh, Artonin Artaud

Sunday, March 23, 2025

Saatleri Ayarlama Enstitüsü // Ahmet Hamdi Tanpınar

Ben kitap okumaya başladığımdan beri aynısı bana da oldu.

Sonra yavaş yavaş mantığım değişti. Hattâ dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti. Vâkıa bunlar bir günde olmadı. Hattâ çok güçlükle ve adım adım oldu. Hattâ çok defa bana rağmen oldu. Fakat oldu.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar

Saturday, March 22, 2025

J. Baudrillard

 Bir bina seviliyorsa korunur.

- İnsanlar da öyle!
Jean Baudrillard

Friday, March 21, 2025

Bataille / Andre Breton // Çelişki

Gerçeğin tek bir yüzü vardır: o da şiddetli bir çelişkidir. / Georges Bataille

Andre Breton şöyle yazıyor: "Olan bitenler bizi şuna inanmaya sevk ediyor: Zihinde, yaşamla ölümün, gerçek ve düşselin, geçmişle geleceğin, iletilebilir olanla olmayanın çelişki olarak algılanmadığı belli bir nokta vardır."

Thursday, March 20, 2025

Marcuse / Ricour / Baudrillard

 (...)kendi bilinçleri ve vicdanlarından başka meşrulukları olmayan bireyler. Fakat bu bireyler kendilerine özgü belirsiz tercih ve çıkarlara sahip olan özel kişilerden fazla ve farklıdırlar. Onların yargı gücü bağımsız düşünce ve bilgiye, toplumlarının ussal bir çözümleme ve değerlendirmesine dayandığı sürece öznelliklerini aşar. Böyle bir ussallık yeteneğine sahip bireyler çoğunluğunun varlığı demokratik kuramın dayandığı varsayımdır. Eğer yerleşik çoğunluk böyle bireylerden oluşmuyor ise egemen bir halk gibi düşünemez, karar veremez ve hareket edemez.(...)

Herbert Marcuse
Anlam'ı sıkıştırmaya, kalıba almaya, tekelleştirmeye yönelen kişilerin kaynağa gittiklerinde bulacakları, bence, kurumuş damarlardır.
Ricour
Biz yarattığımız teknik aracın kusursuz işleyişine ayak uydurabilecek varlıklar değiliz. Ürettiğimiz şeyler düşgücümüz ve yeniden canlandırma kapasitemizi çok aşmış durumda.
Kitleler mıknatıslanabilirler. Çünkü toplumsal denen şey onları statik bir elektrik gücü gibi sarıp sarmalamaktadır.
Jean Baudrillard

Wednesday, March 19, 2025

Açık Düşman // Jean Genet




Elbette ki, isyan eden halklardan yana oldum. Ama bunu çok doğal olarak yaptım çünkü ben de tüm toplumu yeniden tartışma konusu yapmak ihtiyacındayım.

Açık Düşman, Jean Genet

Derrida / Ahlak - Kavram / Guattari

 Ahlak, felsefenin bir dalı değil ilk felsefedir.

Ahlaki fikirler din ögesi içinde ifade edildiklerinde aşkınlıklarındaki saflığı bozarlar.
Jacques Derrida
-- -- -- --
Etkin olmaksızın gerçek, soyuta kaçmaksızın ideal olandır kavram...
Felix Guattari

Tuesday, March 18, 2025

Gilles Deleuze

Arayış'ta esas olan bellek ve zaman değil, gösterge ve gerçektir. Esas olan anımsamak değil, öğrenmektir.

Felsefe rahatsız etmeye yarar.

Her şeyin bir hikâyesi vardır. Felsefe de hikâyeler anlatır. Kavramlarla anlatır hikâyeleri.
Üslup insan değildir, üslup özün kendisidir.
Olgulara inanmakla hata yaparız, çünkü yalnızca göstergeler vardır. Gerçeğe inanmakla hata yaparız, çünkü yalnızca yorumlar vardır.
Bazı alışılmadık hazların belleği harekete geçirmesi gibi acı da aklı aramaya zorlar.
İyi bilinir ki insanın özü aklı başında hayvan olmaktır.
Dost der Zerdüşt, beni kendimin üstüne çıkmaya ve yaşamak için de üste çıkmaya iten, ben ve benlik arasında hep bir üçüncüdür.
Karar vermek hareket etmek istemek değildir; ama bu hareketi yapmaktır. Hareket etmek eylemi düşünmektir, insani ilişkiyi kurmaktır.
Eğer akıl doğal bir yeti olarak kabul edilirse, bir mekanı kurarak ilerleyen, kendi içine kapanan, başkalarıyla karışan, patlayan, kendini yok eden, genişleyen bir süreç olduğundandır.
Muhaliflerin ortak yanı direnmektir, ölüme, tutsaklığa, hoşgörülemeyene, utanca, şimdiki hale direnmek.
Gilles Deleuze

Sunday, March 16, 2025

Wilde / Osho

Eski dünya ölmek üzeredir, yenisiyse bir türlü doğmamaktadır.

Soru, bizler ne istiyoruz, mutluluk mu, ilerleme mi ama dahasını istiyoruz elbette, yaşamımızın bir anlamının olmasını: ve bu anlamın ölümle bile zedelenmemesini..
ke
"Kederle boynunu bükme, yalvarırım. Bugün bize acı veren çoğu olay aslında saklı nimetlerdir."
Oscar Wilde
Hakikat yalnızca inanmama evresindeki bir zekada ortaya çıkabilir. Halihazırda inandığında, hakikatin sana gelmesine izin vermezsin. Önyargın çoktan bileylenmiştir.
Buddha - Hayatı ve Öğretileri ve İnsanlık Üzerindeki Etkisi, Osho

Saturday, March 15, 2025

Friday, March 14, 2025

Fernando Pessoa

Deliler, kendilerine acı veren şeylere teslim olmuşlardır. (Çok üşümekle delirmek aynı sanırım.)
Vicdan azabı değil, bilinç azabı çekiyorum.
İhtiyaçlarını en aza indir ki, hiçbir konuda başkalarına bağımlı olmayasın.
Kuş, ayaklarını yere sağlam basarak havalanır.
Gerçek bir bilge, içinden öyle bir tavır benimser ki, dışarıdaki olayların üzerindeki etkisi kesin olarak en aza iner.
Fernando Pessoa

Thursday, March 13, 2025

Sınırları Aşmayı Öğretmek // Bell Hooks

Bu yüzden hayır, gerçekleşmiş olanı değerlendirebildiğimize inanmıyorum, ama geleceği değiştirebiliriz ve bu nedenle olduğum kişiyi geri kazanıyor ve daha iyi tanıyorum, böylece tamam olabilirim. İşin bu kısmında önemli olan bir yer yapmak, benim ve bizim için, sesimizi geçmişin gürültüsünden uzak tutacak, kaygılarımızı daha büyük bir şarkıyla dile getirecek bir yer.

Sınırları Aşmayı Öğretmek, Bell Hooks

Wednesday, March 12, 2025

Asosyal Bir Sosyalist // George Bernard Shaw

Çılgın mı doğmuştum, yoksa fazla mı akıllıydım bilmiyorum; benim dünyam yeryüzüne uygun değildi... Düş dünyasından çıkıp gerçeklerle karşılaşınca tedirgin oluyordum. Toplumun dışında, siyasetin dışında, sporun dışında, kilisenin dışındaydım. O günlerde, eğer öyle bir deyim bulunsaydı,"her şeyin dışındaki" denebilirdi bana...

Asosyal Bir Sosyalist, George Bernard Shaw

Tuesday, March 11, 2025

Ursula K. Le Guin

 Başka bir yer olmalı, insan için…

Nefes almaktan fazlasını yaşayacağı,
konuşmadan derdini anlatacağı…
Yalnızca bakmasının yeterli olduğu,
çünkü baktığıyla gördüğünün,
her zaman aynı olduğu…
Bambaşka bir yer…
Başka türlü bir şey...
Ursula K. Le Guin
Yaşamın anlamı nedir diye sorular sormanın bir yararı olmadığına karar verdik; çünkü yaşam bir yanıt değil, bir sorudur ve yaşamın yanıtı siz, kendinizsinizdir.
Her Yerden Çok Uzakta, Ursula K. Le Guin
Bizim acımız, hazinemiz ve insanlığımız olan bu benlik, sürekli değil. Değişir; gider, denizdeki bir dalga gibi.
En Uzak Sahil, Ursula K. Le Guin

Monday, March 10, 2025

Libidinal Ekonomi // Jean François Lyotard

Müstesna değerin adı hakikattir. Öyleyse şunu onaylıyoruz: Şizo-arzu, işte hakikat! O zaman bizim kendi onaylama tertibatımız nereden itibaren eskiden söylenenlerden, (aşk, işte hakikat; vazgeçiş, işte hakikat; bilgi, işte hakikat; sosyalizm, işte hakikat) onaylananlardan farklıdır? Onla­rın gerici yanları dışlama güçlerinden ileri gelmiyor muydu? Bizde mi şimdi kalkıp dışlayacağız? Ne berbat şey!

Libidinal Ekonomi, Jean François Lyotard

Sunday, March 9, 2025

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku // İlhami Algör

 Sen parçalarını bir araya getirip kafanı toplarken, şehir alır başını başka bir yere gider, ayvayı yersin.

Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim.
Hikayeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruhu eve sığmıyor.
Aynı kitabı okuyup farklı yerlerin altını çizmişiz.
Bu devirde herkes en azından iki kişiydi. Daha kalabalık olanları da görmüştüm.
Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Dağıtmazsam, toparlayamazdım.
"Ayna," dedim, "seni bölük bölük bölerim."
"Denememeni tavsiye ederim" dedi, "bölünerek çoğalırım ve çoğaldıkça fazla suret veririm, hoşuna gitmez."
Bana psikolojik çözümleme yapıyordu. Kendimi görmekten ya da kendimi "yalnız biri" görmekten huzursuz olduğumu ima ediyor, şantaj yapıyordu. Fakat teknik olarak haklıydı. İti, iki yüz parça yapsam, alt açı, üst açı derken ortalık karışacaktı.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
İlhami Algör

Saturday, March 8, 2025

8 Mart

Bilmediğiniz bir noktaya gelene dek, gerçekten yaratıcı bir biçimde çalışmaya başlamamışsınız demektir.

Véra Chytilova
Yüz yaşında bir ağacın nefes alıp verişini izleyin. Ağaca, bize büyümeyi ve kalmayı gösterdiği için zihninizden teşekkür edin.
Sanatçı yaratır, sanatçılar hala yaratıyorlar. Bir sanatçının pozisyonu, bir politikacının pozisyonuna tamamıyla zıttır. Bizler hala özgürüz. Hala istediklerimizi söyleyebiliyoruz. Söylemek için cesaretli olmalısınız, fakat söyleyebilirsiniz.
Yoko Ono
İşte buradayım, hâlâ ayaktayım. Rüzgârın söndüremediği küçük bir ateş.
Sylvia Plath
Bizlerin, yani kendinden emin insanların, başarabilecek olduğumuz her şeyin çevresinde tarif etme eğilimi gösterdiğimiz sabit sınırları bulanıklaştırmak istiyorum.
Hannah Höch

Friday, March 7, 2025

Kahramanın Sonsuz Yolculuğu // Joseph Campbell

Belki de bazılarımız barış nehrini ve ruhun hedefine giden yolu bulmadan önce karanlık ve dolambaçlı yollardan gitmek zorundadır.

Kişisel sınırları aşmanın acısı, ruhsal büyüme acısıdır. Sanat, edebiyat, mit ve tapım, felsefe ve çileci disiplinlerin hepsi, bireye ufuklarının ötesine, durmaksızın genişleyen gerçekleşme alanına geçmesinde yardımcı olur. Eşikleri ejder üstüne ejder öldürerek geçerken, en yüksek arzusuna çağırdığı tanrısallık, kozmosu dolduruncaya dek büyür. Sonunda zihin, kozmosun sınır çeperini, tüm biçim deneyimlerini -tüm simgeleştirmeleri, tüm tanrısallıkları- aşan bir gerçekleşme için aşar. Kaçınılmaz hiçliğin gerçekleşmesi için.
Herakleitos’un belirttiği gibi: “Benzemeyenler bir araya gelir ve farklardan en güzel uyum doğar ve her şey çatışmayla ortaya çıkar.”
Gördüğü şeylerin yüzeyinden yükselen hislerle kendinden kopmayan, fakat kendi doğasının dinamiklerine cesaretle yanıt veren bir insan -Nietzsche’nin dediği gibi, “kendi kendine yuvarlanan bir tekerlek” olan kişi- karşısında güçlükler erir ve ilerledikçe beklenmedik büyük bir yol açılır.
Kahramanın Sonsuz Yolculuğu, Joseph Campbell

Thursday, March 6, 2025

Ucu Uçurum Bir Yorum // M. F.

Ucu Uçurum Bir Yorum:

"Uçurumun kenarında yaşamak, yalnızca cesurların ve vicdanını yitirmeyenlerin harcıdır. Onlar, dünyanın acısını içlerinde hisseder, adaletsizlik karşısında susmaz, sadece kendileri için değil, başkaları için de var olurlar.
Kendini düşünmeden, ötekini anlamaya adanmış bir yaşam kolay değildir; yorucudur, yıpratıcıdır, bazen de yalnız bırakır insanı. Ama yine de, onlar yolu seçenlerdir; sürüklenenler değil.
Ve belki de en büyük erdem budur: Dünyanın ağırlığını sırtlanarak, adımlarını bilerek atmak ve hangi bedel olursa olsun, kendi olmaktan vazgeçmemek." M. F.

Wednesday, March 5, 2025

Ölümsüzler // Hermann He

 Ölümsüzler // Hermann Hesse

Yeryüzü ovalarından tüter gelir sürekli
Çıkar yukarılara yaşam dürtüsü ulaşır bize,
Diz boyu sıkıntılar, yaşam kıvancının esrikliği,
İdam mahkumlarının son yemeklerinin kanlı buğusu,
Şehvetle titremeler, tutkular sonu gelmeyen,
Katil elleri, vurguncu elleri, elleri dilencilerin,
Korkunun ve açlığın kamçısı altında insan sürüsü
Tüter bunaltıcı ve çürümüş, hoyrat ve sıcak,
Solur mutluluğu ve vahşi kızışmışlıkları,
Yer kendi kendini, kusup atar sonra içinden,
Savaşlar üretir ve güzel güzel sanatlar,
Alev alev sevinçten çatılmış evi süsler hayallerle,
Tıkınmalar yiyip yutmalar ve orospuluklarla geçer
Göz kamaştırıcı sevinçleri içinden çocuk dünyalarının,
Herkes için yükselip çıkar dalgalardan taptaze,
Dağılıp dökülür, pisliğe dönüşür gün gelir.
Oysa bizler bulduk birbirimizi
Yıldızların aydınlattığı buzunda havanın,
Ne gündüz biliriz ne saat tanırız,
Ne erkeğiz ne kadın, ne genç ne de yaşlı.
Günahlarınız ve korkularınız,
Cinayetleriniz ve şehvet dolu hazlarınız
Bir oyundur bizim için dönüp duran güneşler gibi,
Her geçen gün en uzun gündür bizlere.
Saçma yaşamınıza bakar, sallarız başımızı,
Gözlerimiz dönüp duran yıldızlarda
Soluruz evrenin kışını,
Dostuz gökyüzü canavarıyla,
Soğuk ve değişimsizdir sonsuz varlığımız,
Soğuk ve yıldızsız sonsuz gülüşümüz.

Tuesday, March 4, 2025

Bellek // Eduardo Galeano

Önümüzde harika bir geçmiş mi var?

Rüzgâra tutkun denizciler için bellek, yola çıkılacak bir limandır.
Eduardo Galeano

Monday, March 3, 2025

R. A. Salvatore

"Üzerinde yaşadığımız zor bir dünya." dedi Dinin.
"Onu öyle yapan biziz," diye yanıtladı Drizzt.
Anayurt, R. A. Salvatore
Düşünceler ne tuhaf şeyler. Nasıl da duyguları hiçe sayarlar, en temel içgüdülere baskın gelirler. Bizim duygu dediğimiz duygu hakkındaki bir fikrimizden ibarettir.

Şafağa Geçit, R. A. Salvatore 

Sunday, March 2, 2025

Makinelerin Alacakaranlığı // John Zerzan




Uygarlığın gayri şahsi karakteri, sembolik olanın hakimiyetiyle birlikte artıyor. Semboller (örneğin ulusal bayraklar) türümüze, hemcinslerimizi insandan saymama izni vererek, sistematik türiçi katliamı mümkün kılıyor...

Ayaklanma öncesinde gelebilen işitilmemiş bir nota olarak sessizlik...
Binlerce nesil boyunca insanlar seher vakti uyanıp, güneş battıktan sonra uyudular; gündoğumunun, günbatımının ve yıldızlı gökyüzünün tadını çıkardılar. Beş yüz yıl önce kent çanları ve saatler, gittikçe düzenli ve denetimli hale gelen bir gündelik yaşamın haberini verdiler; yani kentsel zaman tutmanın saltanatını. Moderniteyle birlikte, yaşanmış zaman gözden kaybolur; zaman bir kaynağa dönüşür, nesneleşmiş bir fiziksel maddeye. Ölçülen, şeyleşen zaman, bireyi, derinleşen bölünme ve ayrışmanın, gittikçe küçülen bütünlüğün kuvvet-alanı içinde tecrit eder.
Yüksek İnsan bir trajedidir. Kendi mezarlarıyla birlikte, yeryüzünden geriye bir savaş alanı ve çoraklaşmış yer bırakıyor. Bitki ve hayvanı, denizi ve dağı kendi çöküşünün içine çekmiştir. Dünyanın yüzünü kanla boyamış, sakatlayıp kötürüm bırakmıştır dünyayı...
Konuşan kişiyi çelişkiye düşüren şey öğrenmek zorunda olmasıdır, hiçbir canlı bu derecede öğrenmeye muhtaç değildir, insan seksi bile öğrenmek zorundadır, onların da kişilikleri vardır, duyguları vardır ve onlar vardırlar ve vardırlar sadece.
İnsanı ise dili rahat bırakmaz, beyni rahat bırakmaz, o ister yüksek sesle olsun ister düşük sesle kendi kendine konuşan bir deliye dönüşmüştür. Belki de tüm ilerleme fırtınası bu eksiklikten kurtulmak için dikkati başka yere odaklamaktan kaynaklanmış olabilir. Hristiyanlıkta başlamış olduğu düşünülen bir önermeye sahibiz, tamamlanmış bir canlı olduğumuz gibi Tanrının en değerli yaratığı olduğumuz önermesi, peki ya bu yanlışsa?
Artık Büyük Vedalaşma'ya doğru insafsızca yol alıyoruz. Sefil ruhunuzdan arta kalan şeyin çukurunda gelişini hissediyorsunuz,bir kişinin akıttığı gözyaşlarının sebebinden daha büyük olan yuvanın kesin kaybını hissediyorsunuz. Size ve bana ait mahrem hıçkırık, kitlesel bir ağlayışla birleşecek...
Hangi ihtiyaç mevcudiyet açlığımızdan daha büyük olabilir? Bu nitelik öylesine önemli ki onun yokluğu yoksulluğumuzun göstergesidir...
Derinlemesine radikal bir kadın kurtuluşu olmadığı sürece, artık her yerde korkunç bedellere mal olan ölümcül dalavere ve kötürümlüğün ellerine teslim ediliyoruz. Toplumsal cinsiyetin olmadığı başlangıçtaki bütünlük, kurtuluşumuz için bir reçete olabilir pekala...
Kendini yenilemeye yönelik yaşamın harika kapasitesinin aleyhine işleyen her şeyin ortadan kaldırılması olarak iyileşme. İnanıyorum ki anarşinin ruhu da buna benziyor. Yolunuzu tıkayan şeyi ortadan kaldırın ve sizi bekleyen, orada duruyor işte...
Makinelerin Alacakaranlığı, John Zerzan

Saturday, March 1, 2025

Jacques Derrida




Anlamın kendi kendisinde ikamet etmesi ve kendi kendisinden farklılaşarak/ötelenerek olduğu şeye, yani anlama dönüşmesi için söylenmeyi veya yazılmayı beklemesi gerekir.

Yazmak ya da adına ''yazmak'' denen şey, hayatını kaybetme ya da doğadan vazgeçme cesaretini göstermekle zihne erişmenin mümkün olduğunu varsayar.
Yazı güçsüz sözün tesellisi, telafisi, devasıdır.
Yazmak, geri çekilmektir.
Kitaplar ne ile yaşar, ne olurlardı, eğer yalnız, yapayalnız, sonsuz ve ayrı dünyalar olmasalardı?
Dilde yalnızca kıyı vardır...Yani gönderme.
Doğruyu bilen eskilerdir; eğer doğruyu kendi­miz bulabilseydik, insanların bir zamanlar neler düşünmüş olduk­larını araştırmak umrumuzda olur muydu?
Mümkün tek karar, karar verilemeyenin
ve imkansızın deliliğinden geçer...
Ötekini ulaşılmaz kılan görünmezliğe
saygı duymak, hatta bunu sevmek...
Tüm bilgilerimi duyularımdan alıyorum ama bunlara güvenemem.
Bir uçurum diğerini çağırır...
İster göklere çıkalım, ister derinliklere inelim, asla kendimizin ötesine geçmeyiz ve algıladığımız şey yalnızca kendi düşüncelerimizdir.
Öncelikle her şeyi söyleme olanağına bağlı kalınacaksa edebiyatın ahlaki, dini, politik ya da diğer yerleşik otoritelere itaat etmeme sorumluluğu vardır. Başat görüş söz konusu olduğu kadarıyla edebiyat daima sorumsuz görünmeye eğilimlidir. Bu, edebiyatın, eğer böyle bir şey varsa, sorumsuz olduğu anlamına değil, şiddetlendirilmiş bir aşırı sorumluluk alanı olduğu anlamına gelir.
Kelimeler şairi seçer.
Kelimelerin başkaldırışının kurbanıdır deli.

Biz mi sözü dile getiririz, yoksa söz mü bize şekil verir?'
Foucault'nun bize düşünmeyi öğrettiği şudur: Dünyanın delilik krizleri dediği şeylerle tuhaf bir suç ortaklığı içerisinde olan akıl krizleri vardır.

Jacques Derrida

Yan Değiniler // Ludwig Wittgenstein

Kendine bak - kendini hiçbir zaman anlamayacaksın. Çünkü kendini bir dizi tasarım içinde görüyorsun, sonunda da dağılıp gidiyor hepsi. Çünkü...