Bukovski
Tuesday, September 30, 2025
Yazmak // Oruç Aruoba / Bukovski
Monday, September 29, 2025
Görünmez Canavarlar // Chuck Palahniuk
Sunday, September 28, 2025
Şu Edebiyat Denen Şey // Nicholas Royle
Şu Edebiyat Denen Şey, Nicholas Royle
Saturday, September 27, 2025
Friday, September 26, 2025
İsmi Hariç // Jacques Derrida
İsmi Hariç // Jacques Derrida
Thursday, September 25, 2025
Umut // Massumi
Massumi
Wednesday, September 24, 2025
Rainer Maria Rilke
Rainer Maria Rilke
Tuesday, September 23, 2025
Carl Justav Jung
Carl Justav Jung
Monday, September 22, 2025
Sunday, September 21, 2025
Hayal Gücünü Eğitmek // Northrop Frye
Saturday, September 20, 2025
Friday, September 19, 2025
Tembellik Hakkı / Paul Lafargue
Ey tembellik, uzun dertlerimizle, kederlerimizle bize acı! Ey Tembellik, sanatların, asil erdemlerin anası olan Tembellik, insanlığın acılarına merhem ol!
Thursday, September 18, 2025
Elleri Titremeden Ateşi Tutabilene // Berrak Yurdakul
Elleri Titremeden Ateşi Tutabilene, Berrak Yurdakul
Wednesday, September 17, 2025
Monday, September 15, 2025
Şiir Sanatı // Archibald Macleish
(Çeviren: Ali Püsküllüoğlu)
-- -- -- -- -- -- -- --
Şiir Sanatı / Archibald Macleish
Saturday, September 13, 2025
Egemen Bostancı
Friday, September 12, 2025
Silahlı Neşe // Alfredo M. Bonanno
Tüketim malı pazarının doğumu kapitalin oluşmasını, feodal üretim biçimlerinden kapitalist üretim biçimlerine geçişi belirlemiştir. Üretimin gösteri aşamasına girişi ile, tüketim malı biçimi var olan herşeye yayılmıştır: aşk, bilim, duygular, bilinç, vs.
Thursday, September 11, 2025
Wednesday, September 10, 2025
Siborg Manifestosu // Donna Haraway
Zihin ile beden, hayvan ile insan, organizma ile makine, kamusal ile özel, doğa ile kültür, erkekler ile kadınlar, ilkel ile uygar arasındaki ikiliklerin hepsi ideolojik bakımdan sorunludur.
Monday, September 8, 2025
Mario Vargas Llosa
Mario Vargas Llosa
Sunday, September 7, 2025
Umutsuzluk Jean Paul Sartre
Umutsuzluk; insanoğlunun kendine karşı hazırlayabileceği suikastlerin en korkuncudur, umutsuzluk manevi bir intihardır.
Saturday, September 6, 2025
İnsanın Esareti // W. Somerset Maugham
Friday, September 5, 2025
Çöp Varsa Uygarlık Gelmiştir // Mehmet İşten
Çöp Varsa Uygarlık Gelmiştir
Şu güzelim toprakları uygarlığın bir parçası olarak kirlettiğimiz yetmezmiş gibi dünyanın çöpünü almakta da açık ara dünya birincisiyiz. AB’den tüm atık ithalatının yaklaşık yarısı Türkiye’ye yapılıyor. Greenpeace Türkiye'nin derlediği verilere göre AB ülkeleri ve İngiltere'den Türkiye'ye 2023 yılında 456 bin 507 ton plastik atık gönderildi. Dikkat buyurun plastik atık! Greenpeace Türkiye bunun günde 125 çöp kamyonuna eşdeğer olduğunu hesapladı.

Barbarın çöpü olmaz, çöp uygarlıkta olur. Bir yere uygarlığın gelip gelmediğini etrafta çöp olup olmadığına bakarak anlayabilirsiniz. Çöp varsa uygarlık gelmiştir. Oysa lafa gelince “uygar” temizdir, “hijyen”e önem verir değil mi, sağlıklı yaşamak için bir dünya para harcar. Ama işte öyle değildir işin iç yüzü. Hatta bu “hijyen kültürü” dahi yeryüzünü en çok kirleten kalemlerdendir.
Bugüne kadar doğada kendinde yaşayan bir “barbar”ın çöp ürettiği görülmemiştir. İnsanlık tarihinin çok uzun bir döneminde toplum yoktu, topluluklar halinde yaşanıyordu, dolayısıyla çöp üreten şehirler yoktu. Tabii ben ‘topluluk’ deyince, kendine yeterlikli oluş deyince akıllarda ne canlanıyor bilemiyorum. Bu, günübirlik doğa turlarında sırt çantanızdan kola çıkarıp içtiğiniz, sigara paketinin çöpünü attığınız bir şehir kaçamağı değildir!
Çöpü asıl yaratan “üretim”dir. Üretim yoksa çöp de olmaz. Şehirlerin nasıl oluştuğunu anlatacak değilim, merak eden açıp okur zaten. İnsanların büyük nüfuslar hâlinde yaşadığı şehirler kapitalizm için hem üretim aşamasında hem de üretileni satma sürecinde büyük avantajlar yaratıyordu. Şehirlerin varlığı büyük ölçekli üretimi zorunlu kılar. Şehirler toplu tüketimin tapınaklarıdır. Küçük kümeler halinde dağınık yaşasaydık ve herkesin ihtiyaçları aynılaştırılmasa üretim mümkün olmazdı. Çöp de mümkün olmazdı.
Üretimin mantığı, ürünün maliyetinin hesaplanmasına ve kâr zarar hesabına dayanır. Bir malın imalinden tüketiciye ulaştırılmasına kadarki sürecin tüm harcamaları maliyettir, bu toplam harcamanın üzerine mühim bir kâr payı eklenerek malın fiyatı belirlenir. Bu aşamadan sonraki oluşan hiçbir “dolaylı harcama” ürün maliyetine yani fiyata yansımaz. Çöp de budur işte. Dolaylı harcamalardır. Örneğin bağımlılık yapıcı şekerlemelerin, tatlıların, fast-foot ürünlerin vb… yol açtığı hastalıkların, obezitenin ve bunların yarattığı sağlık harcamalarının üreticinin üstlenmediği kısımda yer alması gibi. Çöp de bunlardandır, çöpün doğaya ve insan sağlığına verdiği zararları üstlenmek bize bırakılmıştır.
Barbarın atık malzemesi doğanın kendi malzemesinden olur, dolayısıyla o bir çöp değildir. Hatta barbarın yaşamında her şeyin çıktısı başka bir şeyin girdisine dönüşür. Hiçbir şey israf edilmez. Göçebelerden oluşan 1000 kişilik bir topluluk bir yerden başka bir yere göçtüğünde ardında şehirli bir aile kadar bile çöp bırakmaz.

Yanlış hatırlamıyorsam Ahmet Ateş’in “Türkmen Anarşizmi” adlı kitabında okumuştum, göçebeler çamaşırlarını bile nehrin içinde değil kıyısında yıkarlarmış, su kirlenmesin diye. Topluluk halinde bir yaşamda “endüstriyel üretim” olmaz, üretim olmayınca çöp de olmaz. Göçebe yaşam bir toprak parçasına, ekolojik döngüye kendini yenilemesi için fırsat tanır.
Çöp bir görüntü kirliliği meselesi olmaktan çok doğa gibi mükemmel bir geri dönüştürme aracı için bile sorun olan türden şeylerdir. Bu tarz bir atığın ortaya çıkarılması için organik maddenin inorganik maddeye dönüşmesini sağlayan yoğun teknoloji gerekir. Dünyanın her tarafında kendine yeterlikli topluluklar olsaydı onların ortaya çıkardığı atıklar yine doğanın kendi malzemesinden olacağından doğa için bu bir sorun olmazdı.
Fakat üretimi hem zorunlu hem mümkün kılan şartlar oluşunca (şehirleri kastediyorum) ve üretimi geliştirmek için sürekli geliştirilen yoğun teknolojilerle elde edilen ürünler giderek organik maddelerden inorganik maddelere yani doğanın hazmetmesinin mümkün olmadığı maddelere dönüşünce çöpler oluştu.
Çöp sorununun önce Yunan, Çin ve Arap şehirlerinde, medeniyetlerinde ortaya çıktığı görülüyor. İlk ambalaj kullanımı 1551 yılında. Ama özellikle 17. yüzyılda, endüstri ‘devrim’inin sonrasında, plastiğin icadıyla benim anladığım anlamda ‘çöp’ giriyor insan hayatına. Artık yerleşim alanlarının yakın çevresi, okyanusların derinlikleri, gözden uzak her yer, ormanlar, iç denizler, dağlar, ovalar, göller, neredeyse bilinen tüm nehirler çöp dolu. Hatta dünyanın yakın çevresindeki uzay bile! Bugün kullandığımız 130 bin maddeyi doğa kabul etmiyor, öğütemiyor yani.
Ezcümle, çöpün tarihi uygarlığın da tarihidir.
Barbarın çöpü olmaz, çöp uygarlıkta olur!
(Liberter.org)
Thursday, September 4, 2025
Palyatif Toplum // Byung-Chul Han
Wednesday, September 3, 2025
Şiir // Milan Kundera
“Şiir her söylenenin gerçek olduğu bir ülkedir. Şair dün, yaşam gözyaşları kadar boş, dedi, bugünse yaşam kahkaha kadar keyifli diyor ve her ikisinde de haklı. Bugün, her şey sona eriyor ve sessizlikte yitip gidiyor, diyor, yarın hiçbir şey sona ermiyor ve sonsuza dek yankılanıyor diyecek, ikisi de doğru. Şairin hiçbir şeyi kanıtlamaya ihtiyacı yoktur; yek kanıt duygunun yoğunluğunda bulunur.”
Tuesday, September 2, 2025
Ölümsüzlük / Milan Kundera
Yalnızlık: Bakışlardan kurtulmanın tatlı rahatlığı.
Monday, September 1, 2025
Büyümek // Dilek Değerli
Büyümek
Yan Değiniler // Ludwig Wittgenstein
Kendine bak - kendini hiçbir zaman anlamayacaksın. Çünkü kendini bir dizi tasarım içinde görüyorsun, sonunda da dağılıp gidiyor hepsi. Çünkü...
-
Sadece Netlik İstiyorum Allah’ım, sadece netlik istiyorum. Hayatımdaki düğümler çözülsün. Sadece görmeyi… olanı, olduğu yerde. Kırmadan, yar...
-
Ben ki yengeçleri bilirim daha çok. Birini Yıllar var unutamadım Dönüp duruyordu bir taşın etrafında Sanki bir hırçınlıktan damıtılmış ya da...
-
Mutsuzluk, büyük çiftçim, Mutsuzluk, gel otur şöyle... Dinlen hele bir. Dinlenelim biraz olsun, sen de ben de Dinlen, Gelip beni buluyor, yo...

