Ferdydurke, Witold Gombrowicz
Bu, bir olmama endişesi, hiçlik korkusu, yaşamama huzursuzluğu, gerçekdışının kaygısı; bir iç yırtılması, dağılması ve un ufak oluş karşısında bütün hücrelerimin biyolojik çığlığıydı.
Kendi sürekli gelişmesini gerçekleştirmeyen bir yaşam yukarıdan yapılmaya başlanan bir eve benzer ve kaçınılmaz olarak, benliğin bölünmesiyle sonuçlanır, tıpkı şizofrenide görüldüğü gibi.
Kendinizi gururla sanatçı olarak nitelendirmek yerine, yalnızca: "Ben sanatla belki başkalarından biraz daha çok uğraşıyorum" demeniz daha sağlıklı olmaz mı?
Herkesin az çok sanatçı olduğu düşünülemez mi? İnsanların yalnızca kâğıt ve tuval üstünde değil, günlük yaşamın her anında sanat yarattığı düşünülemez mi? Bir genç kız saçına çiçek taktığında, bir konuşma sırasında ansızın bir şaka ortaya çıktığında, bir şafağın alaca karanlığında kaybolduğunuzda sanat söz konusu değil mi?
Budalalığımı dile getirebildim; bundan dolayı da sevinçliyim; çünkü neden olduğum eleştiri ve tiksinti üzerimde etki yapıyor, beni eğitiyor, bir bakıma yeniden yaratıyor ve sonunda yeniden doğmuş oluyorum.
İçten, doğal o kadar az şey var ki, her bir şey taklit, çakma, sahte, yalan.
No comments:
Post a Comment