Edebiyat Ne İşe Yarar?, Rita Felski
Proust meşhur gözleminde şöyle der:
Her okur. okuma esnasında kendi benliğini okur. Yazarın elinden çıkan eser okurun, bu kitap olmasaydı. kendi başına belki de hiç kavrayamayacağı şeyi fark etmesini sağlamak için yazarın okura sunduğu bir çeşit optik araçtan ibarettir. Kitabın söylediği şeyin okur tarafından kendi benliğinde fark edilmesi kitabın doğruluğunun kanıtıdır.
Manifesto yazmak; ucuz eleştiriler yapmak, hayali hasımlara saldırmak ve kurunun yanında yaşı da yakmak için bulunmaz bir bahanedir.
Önyargılarımızı, inançlarımızı ve varsayımlarımızı yabana atamayız; benlik ile toplum daima birbiriyle kaynaşmış durumdadır; birinin son bulup ötekinin başladığı net bir yer yoktur.
Okumak bütünüyle yalnız olmadığımı. benim gibi düşünen veya hisseden başkalarının da olduğunu doğrulayarak, başka hiçbir yerde bulunamayacak bir teselli ve dinginlik sunabilir.
Medyada ve kamusal hayatta bilgi addedilen şey, veri ve çizelgelerin, soru formları ve pasta dilimli grafiklerin, girdi-çıktı oranları ve geribildirim döngülerinin istiflenmesiyle bir tutuluyor. Edebiyat ve sanattan nasibini almanın ahlaki gelişim ve kültürel inceliğin en emin yolu olduğu şeklindeki demode inançlar artık büsbütün terk edilmiş durumda; kimsenin de bu durumdan müteessir olduğu falan yok.
No comments:
Post a Comment