Söyleşmeyi özlüyordu insanlar. Karşılıklı konuşmayı, kişisel ya da toplumsal bir konu üzerine yoğunlaşarak tartışmayı, hiç değilse bir şeyin içyüzünü kavramanın getireceği anlık parıltıyı yaşamayı istiyorlardı.
Hayata böylesine doyamayan bir adam nasıl oluyordu da kendini felsefe okumaya veriyordu? Yoksa hayata karşı en çok iştah duyanlar mı seçiyordu felsefeyi?
Zaman o kadar hızlanmıştı ki insanlardan sıyrılıp onların önünden giden biri bile geride kalabiliyordu.
Dag Solstad
No comments:
Post a Comment