Uygarlık // ke

"Biz gereğinden fazla uygarlaştık; uy­garlık insana zarar verir."

Alain Bosquet

"İhtiyacımız olan ışık değil ateş; nazik duş değil, gökgürültüsü. "

Frederick Douglass

Uygarlık bizi kendimize yabancılaştırır; düşünceli dolayısı ile ikircimli oluruz. Uygar insan ister istemez poz kesmeyi öğrenir. Sahtelikler, kopyalar üretir. Gülme efektleriyle güleriz. Uygarlık bizi genetiği değiştirilmiş organizmalara dönüştürür, şekli güzeldir ama tadı yoktur. Bu uygarlık biçimi son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir uygarlık biçimi. Bizler de bir ağda çırpınan insanlara dönüştük, yurttaşların tüketiciye dönüşmesi gibi. Öyle yersiz yurtsuzlaştık ki bu gezegenin sakini değiliz artık. Sakin mi, ne sakini sakiliz. Eller var gökyüzüne uzanan ama biliyoruz ki zemin kaygan. Bolluk ekonomisinin yarattığı tetanoz olmuş ruhlar. Güneş, ay selam vermeyi kesti, bulutlar, yağmurlar bir masal anlatmıyor artık, tam anlatmaya başlarken bir reklam giriyor araya. Bundan kaçış yok. Arıyoruz kendimizi ki kendimizi kaybedene kadar da bulamayacağız sanırım.

ke