Yabancı, Richard Sennett
Aslına bakılırsa, hiç yerinden ayrılmamış, sadece kendisine ait olanı bilen, bir kültürle bir başkası arasındaki farklar üzerinde kafa yormak durumunda kalmamış kişiye göre, yabancı kendi kültürüyle daha akıllıca, daha insani bir ilişki kurmuş olabilirdi. Ama bir yabancı olmanın en acil meselesi bu değildir. Daha ziyade, kişinin kendi yerinden-edilmişliğiyle yaratıcı bir biçimde baş etmek, bir ressam resmi yapılacak dilsiz olgularla nasıl baş etmek zorundaysa kendi kimliğini oluşturan malzemeyle o şekilde baş etmek zorunda olmasıdır. Kişi kendi kendini yaratmak zorundadır.
Ancak birbirini anlayabilenler birlikte karar alabilirler.
Yani en çok, kendinin en az farkında olduğun zaman kendinsindir.
Meksikalı göçmenler ve Meksikalı-Amerikalılar hakkındaki geniş çaplı bir araştırmanın şu bulgusuyla da alakalı olduğu söylenebilecek bir tespittir bu: "Kültürlenme (ya da "Amerikanlaşma") düzeyi ne kadar yükseliyorsa, alkol, uyuşturucu bağımlılığı, fobiler ve antisosyal kişilik de o kadar yaygınlaşıyor"
Herzen'e göre iktisadi bireycilik doğmakta olduğunu gördüğü kapitalist genişleme çağının en büyük tehlikesiydi.
Yabancının yaşadığı ülkelerde nasıl davranması gerektiğiyle ilgili, Herzen'in hatıratının sayfaları içinde aşama aşama biçimlenip oluşan tavsiye şöyle bir şeydir: "Katıl, ama özdeşleşme." Bu tembih, bir yabancının tecrit edici çoğulculuk oyununu nasıl yenebileceğinin ipuçlarını içerir.
Yerinden edilmemiş şeylerin ve yerinden-olma deneyimini yaşamamış benliklerin katılığı aslında en büyük yanılsama olabilir.
No comments:
Post a Comment