Zeka, şeyleri oldukları gibi çözümlemektir. İmgelem, şeyleri olabilecekleri gibi tasarlamaktır. Ahlak, şeyleri olmaları gerektiği gibi düşünmektir. Büyü, şeyleri düşündüğün hale sokmaktır.
Jean Baudrillard, Cool Anılar
Hayat öylesine aldatıcı hale gelmiş olabilir ki bunun aksinden hiçbir zaman emin olamayabilirsiniz.
Zamanın elektrikli sandalyede öldürülmesinde bunu tadıyoruz aslında; ona kader deniyor.
Gündelik hayatın tecrübeleri kar gibi yağıyor. Maddesiz, kristalize ve mikroskopik; bütün girinti çıkıntıları örtüyor.
İçimizde uyuyan çocuk, ilelebet uykusuzluk hastalığına yakalandı. Onu büyütmek ne işe yarar artık?
Kendimizi temsil ettiğini düşündüğümüz bir hayaleti yaşatmaya çalışır gibiyiz.
Derinlik, o eski derinlik değil artık. Çünkü 19. yüzyılda, görünümleri yok eden zorlu bir çalışma yapıldı ve anlam yüceltildi; buna karşılık 20. yüzyılda da bunun kadar müthiş bir çalışmayla anlam yok edildi...
Ne için? Bugün artık, ne görünümlerin ne de anlamların tadını çıkarabiliyoruz.
Geçtiğimiz binyılın sonunda türün mükemmel bir örneği imal edildi: Cep telefonlu insan.
No comments:
Post a Comment