Friday, August 15, 2025

Süreyya Şahin

elbet yeryüzü ve insan tükenecek
ama ben hâlâ aynı coşkuyla uyanıyorum sabahlara
bir çocuğun uyurken ellerini emanet ettiği avuç kadar güvenle
o bilinmezliğe uzanıyorum
-göçmen kuşların rotasızlığında, rüzgarla pazarlık etmeden-
içimde hâlâ
anlamı olmayan şeylere anlam yükleyen bir hayvan var
aşk gibi, yazmak gibi, ölmek istememek gibi
bunu kimselere açıklayamam
sana yazdığım her şey biraz yıkıntı
biraz doğum sonrası ağrı
ve çoğu zaman
hiç kimsenin duymayacağı bir dilin
sessizlikle yaptığı anlaşmanın iç sesi
içimde biriken her harf
suç mahalinden toplanmış gibi
ve ben her sabah, parmak izimi bırakıyorum
unutuluşun olay yerine
bana susmayı zorladılar
ama susmanın da binbir sesi var bilemediler
mesela bir annenin boş sandalyesi
bir çocuğun tahtaya çizdiği harf
ya da son duraktan otobüse binen yaşlı bir adamın pencereden baktığı ıssızlık
bunların her biriyle konuştum ben
ve hiçbirini susturmadım
ey kalbi haddinden fazla atanlar cemiyeti
ey, kendi iç organlarını sırayla reddedenler
bizim bir vatanımız yok biz yurtsuzuz
kelimeler, sınırlardan geçemez
bizi tutan tek şey
birinin ses tonunda saklı eski bir hayat ihtimali
ve bazen de sokağın köşesinde polisten kaçarken duyduğumuz çocuk ağlaması
hayat ne zaman bu kadar ince bir çizgiye dönüştü
bilmiyorum
ama ben hâlâ yazarken terliyorum
varoluşun çatlaklarından geçerken
elimi tut, der gibi değil
daha çok
beni hatırlama, ben zaten unutulmak için yazıldım
der gibi...
herkesin içinde bir at var, evet
ve bazıları onu hiç koşturmuyor
bazılarıysa her sabah
bir uçurumun kenarında dizginlerini bırakıyor
ben ikisinin ortasındayım
ne düştüm
ne vardım
sadece bekliyorum
bekliyorum çünkü bazı yolların sonu yok
ve ben o yollarda yürümekle yetinmiyorum
ben o yolları yazıyorum
ve yazdığım her satırda

biraz daha kayboluyorum  

No comments:

Post a Comment

Mülksüzler // Ursula K. Le Guin

Mülksüzler // Ursula K. Le Guin Özgürlüğümüz dışında hiç bir şeyimiz yok. Size kendi özgürlüğünüzden başka verecek bir şeyimiz yok. Bireyler...