"Bu belirsizlik, paradoksal bir biçimde, bir olumluluk fazlasından, olumsuzluk oranındaki kaçınılmaz bir düşüşten ileri gelmektedir. Toplumlarımızı bir tür lösemi zaptetti, serumla yaratılan bir canlılık içinde olumsuzluğun bir tür çözülmesi zaptetti. Ne Fransız Devrimi ne Aydınlanma felsefesi ne eleştirel ütopya çelişkileri aşarak gerçekleşmeyi başardı; eğer sorunlar çözülmüşse bu, dengeleyici olumsuzluğun kapı dışarı edilmesiyle, olumluluk ve olgusallığa tamamen mahkum bir simülasyon boyunca lanetli enerjilerin dağılması ve kesin bir şeffaflığın yerleşmesiyle oldu. Durumumuz biraz gölgesini yitirmiş adama benzer: Üstüne düşen ışık karşısında şeffaflaşmıştır ya da her yandan aydınlatılmış olarak, korunmasız biçimde tüm ışık kaynaklarından aşırı ışık almıştır. Teknikler, görüntüler ve enformasyon da bizim her tarafımızı aydınlatmaktadır; bu ışığı kırıp geri yansıtamıyoruz ve beyaz etkinliğe, beyaz bir toplumsallığa, para, beyin ve bellek gibi, bedenlerin de temizlenmesine, tam bir asepsiye (mikropsuzlaşmaya) mahkumuz. Sonunda şiddetin ve olumsuzluğun yasak edildiği bir toplum ve böyle bir toplumu oluşturan bireylerden başka kimsenin kalmadığı dev bir estetik cerrahi girişimiyle şiddet ve tarih temizleniyor. Oysa kendini mevcut haliyle yadsımayan her şey kökten belirsizliğe ve bitmeyen bir simülasyona mahkumdur."
-Jean Baudrillard / Kötülüğün Şeffaflığı-
No comments:
Post a Comment