"İnsan söz verebilen hayvandır." Nietzsche
İnsan olarak bizler verdiğimiz sözü tutmayacak olursak, dilimiz süreç içinde anlamsız seslerden oluşan bir Hiç’e dönüşür.
Her anlam her türlü anlamsızlıktan iyidir.
İçime baktığım zaman kendimin aynısı olmayan, beni ben yapan, ama gerçekten ben yapan, deli gibi akan düşünce ve algılama ırmağından başka bir şey göremiyorum.
Bilgisizlik, yaptıklarımızı ve davranışlarımızı etkileyen kelimelerin gerçek anlamlarını tam olarak bilmemekten kaynaklanır, insan ruhen henüz olgunlaşmadığı, zihni karışık olduğunda kastettiği şeyi söyleyebilme veya gerçekten ne istediğini bilebilme olasılığından yoksundur.
Bazen içimdeki o büyük sürekli var olan, tek ve aynı kalan, büyük 'Ben'in, hayal gücümün bir ürününden, bir çeşit hayali bir arkadaş ve dosttan başka bir şey olmadığını düşünüyorum.
Kolay telaffuz edilen sözcükler: Bütün insanlar, herkes, her birey. Herkesten biri olmayan biri ölünceye kadar kolay telaffuz edilen sözcükler.
Seni dizayn ettirmiş olsaydık, tanrılığa oynamış olurduk, şaşmaz yanılmaz olduğumuzu ilan ederdik, senden üstün olduğumuzu düşünür kibirlenirdik; senin ne istediğini sormadan kişisel yapın ve bütünlüğün, kişiliğin hakkında karar verirdik! İpoteksiz büyümeni, kendi yolunu bizzat tayin etmeni istemiştik; senin hikâyenin yazarı olmak istememiş, senin kendi hikâyenin yazarı olmanı istemiştik.
Sözü edilen arkadaşlık, çabucak zevk alma veya karşılıklı çıkar temelinde bir arkadaşlık değil, arkadaşının erdemliliğine teveccüh eden ve ondan haz duyan arkadaşlık.
Küçük İnsanlar Büyük Sorular
Wolfram Eilenberger
No comments:
Post a Comment