Sunday, December 31, 2023

Rahatlama Kitabı // Matt Haig

Var olmanın dağınık da bırakılabilecek bir mucize olduğunu unutmamalıyız.

Ruh sağlığı da bir kez kavuşulduğunda sonsuza kadar aynı kalacak bir şey olmaktan ziyade, bakım isteyen bir bahçe gibi, yaşadığımız sürece bakıp ilgi göstermemiz gereken bir şey.
Acı bencildir. Bütün dikkatinizi ona vermenizi talep eder. Fakat her an bir bütünün parçasıdır. Her an bir tablodaki -mesela bir nehir tablosundaki- birer firça darbesidir ve geri çekilip uzaktan baktığımızda o tablo çok güzel görünebilir. Her şeyin bitmesini isteyecek kadar şiddetli acılar hissettiğim anlar oldu. Ama geriye çekilip baktığımda, onlar yalnızca ışığı vurgulayan birer gölgeydi.

Ağlamak stres hormonlarını vücuttan atar. Küfretmek acı eşiğini yükseltir. Öfke bizi harekete geçmek için motive edebilir.
Siz kötü bir günden, haftadan, aydan, yıldan hatta bir on yıldan daha fazlasısınız. Farklı olasılıklar içeren bir geleceksiniz. Gelecekteki bir anda şu an tutunduğunuz bu yolunu kaybetmiş eski halinize minnet duyarak bakacak olan başka birisiniz.

Mütevazı ol çünkü topraktan yaratıldın. Asil ol çünkü yıldızlardan yapıldın.

Umut ve mutluluk aynı şey değildir. Umutlu olmak için mutlu olmanız gerekmez. Daha çok geleceğin bilinmezliğini ve o geleceğin bugünden daha iyi olabilecek versiyonları olduğunu kabul etmeniz gerekir. Umut, en temelinde, olasılıkların kabulüdür.
Asla kontrol edemeyeceğimiz bir dünyanın değil, biraz çaba ve gayretle geliştirip değiştirmeye başlayabileceğimiz bir zihnin merhametine kalmış olduğumuzu bilmek, aynı zamanda bize güç kazandıran bir şey. Zihnimiz zindanlar yaratabilir ama bize anahtarını da verir.

Geleceğin kaygılardan arınmış olması gerektiği inancıyla şekilleniyor. Ama böyle bir şeyin garantisi olamaz tabi. Gelecek, elinde dolma kalemiyle oturmuş önüne konan bu sözleşmeyi imzalamayı reddeden biri gibi.
Yalnızlık yanımızda kimsenin olmaması değildir. Yalnızlık kendimizi kaybolmuş hissettiğimizde gelen bir histir. Ama kalabalıkların içinde de kaybolmuş hissedebiliriz. Bizimle aynı dalga boyunda olmayan insanlarla çevrili olmaktan daha büyük bir yalnızlık olamaz. Yalnızlığın çaresi etrafımızı daha çok insanla doldurmak değildir. Yalnızlığın çaresi kendini bilmektir.
İnsanların en ortak duygularından biri insanların içinde kendilerini yabancı hissetmeleriydi. Yalnızlık ne kadar evrensel.

Bizler daima hissettiğimiz acıdan daha büyüğüz. Her zaman. Acı mutlak değildir: “Ben acı çekiyorum” dediğinizde, bir acı vardır, bir de ben; ama o ben her zaman için acıdan daha büyüktür. Çünkü ben, acı olmadan da vardır ama acı ancak ben’in bir ürünü olabilir. Ben var olmaya devam edecek ve acıdan başka şeyler de hissedecektir..

Rahatlama Kitabı
Matt Haig

No comments:

Post a Comment

Şizofren // John Katzenbach

Çünkü her bir küçük eşya, kendi içinde bir yolculuktu aslında. Şizofren, John Katzenbach