1.
Ondan haz istedim, genç sayılırdım o zaman, pek hazla da geçmedi hayatım, aşk isteyeyim dedim, hep aşkla da geçmedi hayatım, dedim bari nasibimi isteyeyim, belki iki kırık parça bulmuştur birbirini diye, onda da türlü aksilik, hayat işkence ettikçe bana sağlığım sarsaklaştı falan, üstüne bir de peşimi bırakmayan hatalar, şimdi bilmiyorum ki zenin nasibim olmasını çok isterdim, çağın aşırı fenomenleriyle sağlığı bazen biraz zorlanabilen, bir adam, bir şair, bir çocuk saklamışım onun için içimde ve varmaya çalışacağım yanına uygun bir mevsimde ama belki de kulluktur benim nasibim, ama bil ki kendimi bu dünyaya pek de ait hissedemedim.. işin trajiği mi denir, komiği mi, başka da bir dünya yok ki.. sevdiğimiz xeyler, zamanlar, insanlar, anılar oldu ama, bu kadarı kimine eksik, kimine fazla..
2.
umutla umutsuzluk bir düelloya girecekler, hani arada da ben varım, sanki ben işaret edince ateşleyecekler silahlarını ve işareti verdiğimde ikisi de beni mıhlıyor.. umut da talep ediyor benden, umutsuzluk da.. niye kediler gibi değilim ya da sinekler, uzanıp, konup bir yere sadece varolmanın tadını çıkaramıyorum? aşk olmasın demiyorum, yok mu kuşlar, tekeşli kuşlar.. ama biz gökten ateş çaldık ve mutsuz olacağımızı bile bile özgürlük istedik, öyle diyor dostoyevski..
3.
çok müdahale etmişiz, çok olmuş varlığımız, yaptıklarımız, nereye gidersek gidelim, hissediliyor bu mevzuu.. masallarımızın tadı kaçmış, doktor bize demiş ki uzun yaşamak istiyorsan şekersiz masal dinle, biz de inanmışız, çünkü ne de olsa bir hesap-kitap işine dönmüş yaşamak.. böyle geç zamanlarda biraz kolaj yaparak neşelenmek bana masum görünüyor.. Tanrı katında ne olduğumuzu bile bilmiyorum, ama dünya sahnesinde bir fani olduğumuz, o kadar da önemli, mühim olmadığımız kesin, hele şimdi, bir ceset torbasına koyup fermuarı da çekiyorlar.. kendimizi çok önemsemek isterken kaybetmişiz kendimiz için istediğimiz değeri.. başkalarının gözünde bir parça olmasını istediğimiz değeri..
ke
No comments:
Post a Comment