Thursday, September 5, 2024

O Biçim // ke

İnsan ruhuna da değinen ve hakikat denen gizemli ve büyülü yanları da olan büyük anlatının ironilerle delik deşik edildiği bir çağdayız..
"Var: çoktan fazla yoktan eksik; varlık: açıklamasız kesinlik; varlığım: bir türlü tamamlanmayan esriklik.."
Yaşamak, varolmak için hakikate ihtiyaç duyan canlıya insan denir diyordu Nietzsche..
Tekbiçimli olamaz, peki o zaman biçimler nerede gizli, kişilerde mi, gerçeklerde mi, söylemlerde mi, görüşlerde mi, kavramlarda mı, anlamlarda mı, değerlerde mi, bilimde, sanatta, felsefede?..
Aşkta, dostlukta mı, özgürlükte mi, geçmiş ve gelecekle sarmalanmış bir şimdide mi, zamanda mı, harekette mi, her şeyin varlığını belirleyen başka şeylerle ilgisinde, ilişkisinde mi, inançta mı, düşte mi, duygularda mı, düşüncelerde mi..
Ruhta ya da bedende mi, yaşamda ve ölümde mi, varlıkta mı, varoluşta mı, bilinçte, bilişte, kendini bilişte mi? Bende mi? Bizde veya onlarda, ötekilerde mi? Hiçbir yerde mi? Yani her yerde mi?
"Dünya yalnızca anlamsız bir ihtiras, grotesk biçimde kötü bir drama, uçsuz bucaksız bir pazar ya da içinde yaşam türlerinin nefes almak uğruna birbirlerini ezmeye çalıştıkları Darwin tarzı bir amfitiyatro mudur?"

Terry Eagleton. 

No comments:

Post a Comment

Yürümeye Övgü // David Le Breton

  Yürümek Yürümek, az gidilen yolu seçmektir. Kişi, yürümeyi seçtiği yolun bedelini öder. Yürümek, geri adım atmayı içine sindiremez, sindir...