mutsuzluk bir günde gelmedi, bir yanılsama olsa bile kendi zekasının kendine yeteceğini düşünen pek çok insan gibi üstelik bu zekanın hiçbir işe yaramadığı oldukça uzun yaşamsal deneyimlerden geçmişsen bile önce direnme yolunu tutturursun.
Ancak bazı halk değerleri, kadim değerler iyi korunursa o plazma bir katılığa sahip olabilir ve belki o zaman senin müdahalelerine karşı en azından seni dostça ya da düşmanca kaale alarak bir tepki verir ama ben dışarıya baktığımda özellikle artık kapalı mekanlar yerine otoyollar ve otomobillerle tecrit edilmiş insanları dünyanın pek çok yerinden ayırd edemiyorum.
beri yandan küreselleşme ya da bu toplumun cumhuriyetle, batıyla olan bağları gereğinden fazla terimin düşünsel alanda sorgulanmasına yol açıyor, bir anlamda küreselleşmeye karşı küreselleşme gibi makul bir boyutu olsa da eğer bir tünelin ucunda bir ışık varsa, bunu görünmez kılan şey tünelin fazlaca aydınlatılmış olması olabilir.
böylesi bir ortamda bir de ışığın gözlerini rahatsız etmemesi için gözlerini kapatıp yürümeye başlarsın ama ya tünel açık bir tünel değilse, aslında geriye dönüp tünelden çıkman daha akıllıcadır ama esen rüzgarlar, seni sürekli ileriye doğru ittiren bazı dinamiklerden kendini koruman kolay değildir.
geriye döndüğünde de yalnız kalabileceğini düşünürsün, insanlarla ilgili ikircimli duygulara sahipsindir, hem seni en çok rahatsız eden şey insan olarak tahakküm uygulayan, zararlı, tüketici, kolektif davranışlara sahip olmamızdır, hem de arkadaş ya da sevgili olabilecek kişi bir insandır.. dahası biz insanlar diğer tüm insanlardan dolayı insanızdır.
ancak kötü hissedenler iyiliklerle teselli edilebilirler ancak huşu ve vecd duygularını tanıyanlar savruldukları yerin dip olduğunun ayrımına varabilirler..
ke
No comments:
Post a Comment