Bir Kaç Değini 2 // ke

1.

artık (bunları okumak bir nevrotiğe iyi gelse de) yaşamın olanaksızlıkları değil, sade bir yaşamın olanakları ilgimi çekiyor.. connect.. love each other, first each other..

2.

yapay zeka teknolojisi (siborglar) kirli sayabileceğimiz teknolojiler içinde, böyle olmasa işimizi elimizden alacak diye yaygara koparmak yerine bir makinenin yapabileceği işi bir makineye bırakabiliriz, ihtiyacımız olan şeyi bize verebilecek, yani zamanı.. tembellik kendiliğinden anlamlı yaşam doğurmaz ancak Oruç Hoca diyordu ki, kişi, tembeldir.. üstüne düşeni üzerinden düşürmeye çalışır, fazlasını değil..

3.

dünyadaki bir günlük değişimi değerlendirmek (tanımak, anlamak, kabullenmek ya da karşı çıkmak) için bir günden fazlasına ihtiyacımız var, tıpkı tüketime sürüklendiğimiz gibi bir belirsizliğe doğru sürükleniyoruz.. ne kadar doğru olduğu tartışmalı olan hızlı beyinleri tercih etmemiz ve palyatif çözümlere odaklanmamız ciddi tehditler ihtiva eden bu belirsizliği ortadan kaldırmıyor.. bu kuklaların özgüvenini poşete koysak, poşete yazık.. analitik zekayla çözülemeyecek kadar karmaşık olan bir gerçekliğe ancak "tanık" olunur.. kişiliğimiz de karmaşıktır ve onu analize tabi kılmak kapitalizme özgüdür diyordu deleuze..

4.

youtube reklamları arasında real therapy de olduğuna göre bazılarımız rahatsızlanıyor, hastalanıyor, bize de hastalıkla dans etmek kalıyor.. king crimson 20. yüzyılda, gerçek bir kahin gibi 21st century schizoidman diye şarkı yapmıştı.. savunma mekanizmalarının önemli olduğunu düşünüyorum.. arap baharında libyada amerikan uçakları devrimi çaldılar bizden deniyordu, bunun gibi gösteri toplumu da (enformasyon, propaganda, reklamlar ve eğlence sektörü olarak) her türlü temsille hayatlarımızı çalıyor..

5.

artık insanı insanla yüzleştirmeyen şeye sanat demek pek mümkün değil..

ke

resim: cem gül