üç nüans, şeytan da tanrı da ayrıntıda gizlidir..
1.
vakti zamanında enel hakk'ı aklımda doğru anlamı olmasına rağmen yanlış çevirmiştim; ben tanrıyım diye, sağolsun bir kürt arkadaşım bunu düzeltti, o, tanrı bende, demektir.. basit görünmekle beraber bu ikisi arasında yüzseksenderece fark var, ilki çağın egoist, narsisist bireyinin sahipleneceği bir yüceltme iken (homo deus), ikincisi açıktır ki hem özgürlüğe hem de sorumluluğa vurgu yapıyor.. ister fizik, ister metafizik bakalım insanda tanrısal melekeler vardır, idrak, özgür irade, hayalgücü gibi..
-ancak tüm canlılarda tanrısal melekeler bulmamız da mümkün görünüyor, kendini ben olarak hisseden yani bir ruhu olan ya da bulunduğu ortama akıl ve zeka ile yanıt verebilen her şey tanrısaldır ki görünen, tüm evrenin bu niteliğe sahip olabileceği-
2.
bu türden, manidar bir düzeltmeye felsefe tarihinde de rastladım, alman idealizminde ben felsefesinin kurucularından biri olan fichte; ben=herşey gibi bir formülasyona varıyor.. ama ondan sonra gelen schelling bunu şöyle düzeltiyor; herşey=ben.. burada yapılan düzeltme de aynı ilkinde olduğu gibi kişiyi hakikate yakınlaştırarak sınırlandırıyor.. bir anlamda haddimizi belirliyor denebilir.. -oruç aruoba da benlik tüm yaşantıların toplamıdır derdi-
3.
son sıralarda kullandığımız bir slogan var, ben bu sloganın da ilk iki örnekteki gibi düzeltilmesi kanaatindeyim; yaşa, yaşat, diyoruz, oysa idrak melekemizin yüklediği sorumlulukla şunu diyebilmeliyiz;
yaşat, yaşa!
ke
No comments:
Post a Comment